Yazar
Asuman BOYACIGİLLER
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Toplum Sağlığı Enstitüsü, Eczacı

Yazar
Yürük İYRİBOZ
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Toplum Sağlığı Enstitüsü Doçenti

Metin / Text
  • Yanlış ve gereksiz kullanılan ilaçlar, sağlık açısından azımsanmıyacak zararlı sonuçlar doğururlar. Yanlış kullanımın nedenleri ve sorunun çözümüne öneriler çeşitli şekilde belirtilmiştir. Bu güne dek tüm sağlık hizmetlerinin birleştirilmesi gereğinden söz edilmiş ama tedavide önemli bir araç olan ilacın hastaya aynı yerden verilmesi; alınmasının sağlanması düşünülmemiştir. Yaygınlaşması planlanan sosyalizasyon halka parasız teşhis olanakları sağlarken, tedavi konusunda yeterli bir yaklaşım getirmemekte, kişileri elinde reçete ile kapının önünde bırakmaktadır. Bu şekilde reçetenin içerdiği ilaçların satın alınıp alınmaması, alındığında düzenli ve doğru kullanılıp kullanılmaması hastanın olanaklarına, eğitimine ve esas amacı kar olan ve bu amacını gerçekleştirmek üzere, baskı unsuru olarak düşündüğü her türlü yolu (Halk sağlığı açısından çok zararlı sonuçlar doğursa bile) denemekten çekinmeyen, devletçe yeterince denetlenemeyen ilaç sanayiine bırakılmaktadır. Bu yazıda, bugün dek sağlık hizmetleri bütünü içinde yer almayan ilacın bu bütün içinde yer alması gereğini ve bunun yanlış ilaç tüketimini önlemekteki yararlarını göstermek amaçlanmıştır. İlaç tüketimindeki bugünkü uygulamalar ve sakıncaları, sosyalizasyonun getireceği önlemler ve ilacın aynı birimden verilmesinin getireceği yararlar sıralanmıştır. Ülkemizde kişiler hastalandığında hekime baş vurmakta veya çeşitli nedenlerle (sosyo-ekonomik, kültürel, sağlık eğitimi yetersizliği, ulaşım olanaklarının azlığı, hekim ve sağlık kurumlarından gerekli yanıtı alamaması gibi). Hekime gitmeden ilacını almakta veya çeşitli geleneksel tıp yöntemleriyle, hastalığının tedavisini yapmaya çalışmaktadır. Yanlış ilaç kullanımında 1. Reçeteli 2. Reçetesiz ilaç kullanımından kaynaklanan olmak üzere iki neden sayılabilir. Yanlış ilaç kullanımı dendiğinde, : 1. Hastalığın gerektirdiği ilacın kullanılmaması. (Gripal enfeksiyon, kabakulak, kızamıkçık gibi virütik hastalıklarda antibiyotik kullanılması.) 2. Kişiye özel bazı saptamaların yapılmamasının sonucu, yararlı ilacın kullanılmaması. (Enfeksiyon durumunda mikroba duyarlı olmayan antibiyotiğin kullanılması, antibiyogram yapılmaması.) 3. Gereksiz ilaç kullanılması. (Vitamin preparatlarının, kan yapıcı ve kuvvet şuruplarının ulu orta kullanılması.) 4. Fazla ilaç kullanılması. (Az sayıda ilaçla tedavi edilebilecek hastalığın, pek çok ilaçla tedavi yoluna gidilmesi. Polifarmasi.) 5. Az ilaç kullanılması. (İlaç kombinasyonlarının kullanılması gereken durumlarda, tek ilaç kullanılması.) 6. Hastalığın gerektirdiği süre, ilaç kullanılmaması. (Örneğin : Faranjitte 10 gün kullanılması gereken antibiyotiğin hastalığın belirtileri geçince kesilmesi, bunun belirtilmemiş olması.) 7. Özellikle antibiyotiklerde, kiloya göre dozun saptanmaması, minimal ve maksimal dozların gerektiği gibi kullanılmaması.) 8. Hastanın özel durumunun göz önüne alınmadan bazı ilaçların kullanılması. (Tetrasiklinlerin, kloramfenikolün, hormon preparatlarının... ) gibi nedenleri sıralayabiliriz. Bu güne dek kısmen uygulanan ve yaygınlaşması planlanan sosyalizasyon, yanlış ilaç kullanımının nedenlerinin büyük bir kısmını ortadan kaldıracaktır. Ekonomik nedenle doktora gidemeyen kişilere parasız hizmet verecek; sürekli iletişimle kişileri sağlık konusunda eğiterek bunun neden olacağı yanlışlıkları önleyecek; ulaşım güçlüğü olan yörelerde de sağlık üniteleri kurarak ulaşımın olanaksızIığı nedeniyle hekime veya bir sağlık kurumuna gidememekten doğan yanlışlıkları önleyecektir. Kısacası hasta kişiye reçete alabilmeye kadar olan devre sağlanmış olmakta, hekime gidememekten doğan yanlışlıklar önlenmektedir. Fakat reçete ile başbaşa kalan kişinin reçetedeki ilaçları alabilmesi : - Ekonomik nedenle, - Dışa bağımlı bir ilaç sanayii sonucu, döviz yokluğuna bağlı ilaç yokluğunun söz konusu olması, - İlaç sanayiinin azami kar elde etmek amacıyla, baskı unsuru olacağını düşündüğü ıher yolu denemesi, zam alabilme amacıyla piyasaya ilaç sürmemesi, - Eczanelerin bugün içine düşürüldükleri mali kriz sonucu, yeterli düzeyde isteklere yanıt verememesi... gibi nedenlerle olanaksızlaşmaktadır. Yaygınlaşması planlanan sosyalizasyon modeli içine alınacak «İlacın da aynı birimden tüketiciye veriimesi» olgusu, yanlış kullanımı büyük ölçüde önleyecektir. Bu aynı zamanda, bugünkü uygulamanın neden olduğu ilaç yokluğu ve savurganlığı konusunda da olumlu sonuçlar doğuracaktır. Hastalığının teşhisini yaptıran ve iyileşmesini sağlayacak ilaçlarını saptatan kişi, aynı birimden ilaçlarını alabilecek, ilacın kullanımındaki kişiye özel saptamalar, doktordan sonra ikinci bir kez hastaya anlatılacak, (Ki bu kişi sağlık ocaklarında yer alacak, ilaç konusunda yeterli bilgiye sahip olan eczacı olacaktır.) amaçlandığı biçimde hizmet veren bir sosyalizasyon modelinde, sürekli iletişimle ilacın doğru ve yeterli süre kullanılması sağlanacaktır. Sağlık kurumlarından ilacını alıp gerekli bilgileri öğrenen kişinin, kullanma süresi içinde ilaçlarını ihmal etme nedenleriyle (unutkanlık, ilacın istenmeyen yan tesirleri, fizyolojik nedenler, önemsememe ... gibi) doğabilecek yanlışlıkları önlemek üzere, ebe, sağlık memuru ve hemşire ile kontrol ettirmek, gerekli şekilde ve gerekli süre kullanılmasını sağlamak olanak içindedir. Ayrıca bu şekilde doktorun söylediği süre sonunda (ilaçlar belirtilen süre kullanıldıktan sonra) doktora gitmeyen kişileri doktora gitmek üzere uyarmak olanaklıdır. Sürekli iletişimle, periyodik geliş gidişlerle ve kişiye özel durumların yanısıra ilaçların da kartlara işlenmiş olması sonucu, «Hasta-ilaç» etkileşimini gözlemek, kişinin sağlığındaki olumlu ve olumsuz sonuçları belirlemek olanak içinde olacaktır. Tabii buradaki en önemli olgu, sağlık personelinin yeterli düzeyde eğitilmiş olması ve halkı sağlık konusunda bilinçlendirmesidir. Teşhisin ve tedavinin tek bir birimde yapılması, halkın sağlığını sağlayacak kurumun belirlenmesi, kişilerin anayasal hakkı olan «Sağlıklı olma» konusunda sorumluların saptanmasını sağlayacaktır. Kişi bu hakkı elde edilmesi sürecinde, karşılaştığı olumsuz durumlarda doğal olarak sorumluları uyaracak, sağlıklı olmasının sağlanmasını isteyecektir. Bir ekip hizmeti sunan sosyalizasyonda, tek reçete yazma yetkisine sahip kişi olan hekim, reçete yazımında gereken özenin gösterilmesi gereğinin nedenlerini sürekli gözleyecektir. Reçeteden kaynaklanan ve reçetede ilacın kullanımı ile ilgili bilgilerin bulunmamasının neden olduğu yanlışlıklar önlenecektir. Ayrıca aynı birim içinde, reçete ile ilgili bir sorun olduğu durumlarda, anında hekimle bağlantı kurup sorunu çözümlemek olanak içinde olacaktır. Kendi kendine tedavinin doğurduğu olumsuz sonuçlar ve ilaç savurganlığı sorunları da çözülmüş olacaktır. Kişiye gerektiği kadar ilaç verilecek, kişi gereken süre ilaç kullanacaktır. (Tabii bu ünitelerde büyük ambalaj kullanılmalı, gerekli sayı kadar ilaç verilmelidir.) Sosyalizasyon uygulamasında bölge içindeki kişilerle sürekli iletişim halinde olmak, hastalıkları saptamak ve gerekli ilaçları belirlemek olanak içindedir. Bunun sonucu, piyasada mevcut -3000- kalem ilacın hepsini bulundurmak gereğini ortadan kaldıracak, bugünkü sistemin neden olduğu yapay yokluk sorun olmayacaktır. (Bu tüm Türkiye içinde geçerli bir konudur. Birbirinin eş değeri çok sayıdaki preparatın bir veya bir kaçının yok olması ilaç yokluğu olarak nitelenmekte, kişilerin tedavilerinin sonuçlanamaması yanında gereksiz döviz kaybına neden olmaktadır.) Sonuçta «Herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşamasını ve tıbbi bakım görmesini sağlamakla ödevli» olan devlet, sağlık hizmetleri bütünü içinde ilacı da düşünmeli, halk sağlıkı açısından büyük bir sorun olan ilaç sorununa çözüm getirmelidir. Bu da zorunlu bir tüketim maddesi olan ilacın devletleştirilmesi, (İlaç sanayiinin tümünün devletleştirilmesi.), devlet eliyle ilk aşamada karsız, en kısa zamanda da parasız olarak halka verilmesi olacakıtır. Kullanımındaki yanlışlıkları önlemek üzere, teşhis ve tedavinin ayni birim içinde yapılması sürekli iletişimle sağlık bilincinin oluşturduğu amaçlanmaIıdır. Koruyucu ve sosyal tıp hizmetlerine öncelik tanınması, tedavi için yapılan harcamaları en aza indirecek, bugün için devlete büyük bir yük olacağı söylenen «halka ilacı ndevletçe parasız verilmesi» yük olmaktan çıkacaktır.

Kaynaklar / References

  • - Boyacıgiller, A., İyriboz: Y.: Bilinçsiz İlaç Tüketimi ve Sosyalizasyon Sağlık Kurultayı, 1979, İzmir. (Tebliğ) . - Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirildiği Bölgelerde Hizmetin Yürütülmesi Hakkında yönerge. T.C. S.S.Y.B Yayın No: 154, Akın Matbaası, Ankara 1965. - Say, G.: Türkiye İIaç Sanayiinin ve İlaç Pazarının Yapısal Özellikleri. Ankara Eczacı Odası Yayın No:1, Halkevleri Basımevi, Ankara 1977. - İlaç Dosyası. Ankara Tabipler Odası, T.M.M.O,B., T.İ.B., Tüm İktisatçılar Birliği Yayınları No: 11. - Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi İlaç Komisyonu: Güncel İlaç Sorunları, Toplum ve Hekim, Sayı 15, Mart 1979, s. 7. - Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Halk Sağlığı Komisyonu: Tıbbi İlaç Hammaddesi üretimi Sorunları. Toplum ve Hekim, Sayı 3, Mart 1978. s. 21. - İyriboz, Y.: Ülkemiş Koşullarında Antibiyotik Tüketimi: Sorunlar-Çözümler. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi Cilt: 17, sayı: 4, Ek yayın no: 1, Ege Üniversitesi Matbaası, Bornova-İzmir, 1978. - Kayaalp, O.: Rasyonel Tedavi Yönünden Tıbbi Farmakoloji. Cilt: 1. Garanti Matbaası, Ankara 1978. - Alma-Ata Bildirisi. (Ankara Tabip Odası Çeviri Bürosu.) Toplum ve Hekim, Sayı 18, Haziran 1979, s. 27-30.