Yazar
Toplum ve Hekim Yayın Kurulu


Metin / Text
  • • Bazı illerde tam süre tazminatlarının vergilendirilerek ödenmesine karşılık Maliye Bakanlığı aşağıdaki tamimi il valiliklerine göndermiştir. «Bu yanlış uygulama derhal düzeltilecektir. Maaş ile tazminatların birleştirilerek vergilendirilmesi söz konusu değiIdir.» T. C. MALİYE BAKANLIĞI ANKARA 16.7.1979 GEL : GVK/2-2176 Konu :Tam Gün Çalışma ücretlerinin Vergilendirilmesi Hk. ............. VALİLİĞİNE Defterdarlık: (Gelir Müd.) Bakanlığımıza ulaşan olaylardan, bazı illerde sağlık personeline ödenen tam gün çalışma ücretlerinin bu konuda Sayıştay 5. Dairesince verilen ve kesin bir nitelik taşımayan karar doğrultusunda asıl ücretlerle birleştirilerek vergilendirildiği anlaşılmıştır. 2162 Sayılı Yasa ile ilgili olarak hazırlanarak 28.8. l978 gün ve 16291 Mükerrer Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Sağlık Personelinin Tam Süre Çalışma Esaslarına Dair Kanunun Uygulanmasına Aii Yönetmeliğin 30. maddesinde, söz konusu ödemelerin aylıklardan ayrı olarak vergilendirileceği belirtilmiş bulunmaktadır. Ayrıca Sayıştay Yasası'na göre uygulamada genellik taşıyan tereddütlü konulurda görüş saptamaya yetkili organ Sayıştay Genel Kurulu olup, bu konuda henüz bir karar alınmamıştır. Nitekim bu husus Sayıştay Başkanlığınca basına açıklanmış bulunmaktadır. Bu nedenlerle , 2162 Sayılı Yasaya İlişkin olarlak çıkarılan söz konusu yönetmeliğin 30. maddesi halen yürürlükte bulunmaktadır. Bilgi edinilmesi ve gereği rica olunur. MALİYE BAKANI (İmza) • SSK Hastahanelerinde ihtisas yapan Radyoloji ve Bakteriyoloji Asistanlarına yüklenen borçlanma ve mecburi hizmet uygulamalarının iptali çalışmaları devam etmektedir. Bu konuda bir yıla uzanan çalışmalar karar arefesine gelmiştir. Uygulama üzerine SSYB'dan aşağıdaki görüşleri aldık. T. C. SAĞLIK ve SOSYAL YARDIM BAKANLIĞI Zatişleri ve Muamelat Genel Müdürlüğü İhtisas Şubesi ANKARA Konu:.............. 24 Temmuz 1979 74192 Doğrudan Bakanlığımıza verdiğiniz dilekçenizden Bakanlığın 1977 Ekim ayında açtığı asistanlık sınavında Radyoloji branşından başarılı olarak S.S.K İstanbul Hastanesine tayin edildiğiniz, yaptıbınız Radyoloji Asistanlığının Radyodiyagnostik kısmını tamamladığınız şimdi ise 18. Nisan 1973 tarihli tababet uzmanlık tüzüğünün 5. maddesi gereğince yapmanız gereken iki yıllık Radyoterapi rotasyonu için hastanenizde Radyoterapi servisi eğitimi olmadığından Bakanlığın onayı ile İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesine gönderileceğiniz ancak fakültede çalışacağınız iki yıllık süre için Sosyal Sigortalar Kurumunun ya 4 sene mecburi hizmet ya da 504000 bin Tl karşılığında taahhütname imzalattığı anlaşılmıştır. 18 Nisan 1973 tarihli tababet uzmanlık tüzüğünde asistanlara mecburi hizmet yükletir şekilde bir ibare olmadığından sizinde mezkur kurum tarafından böyle bir yükümlülüğe tabi tutulmanız mümkün değildir. Keyfiyet 19.7.1979 tarihli dilekçenize cevaben duyurulur. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Adına Dr. Ertuğrul Aker Müsteşar SSYB'nin görüşünden de anlaşılacağı üzere Radyoloji asistanlarına uygulanan bu tutum 18 Nisan 1973 tarihli Tababet Uzmanlık Tüzüğü'ne aykırıdır. Yetkililerin bu konuda olumlu yanıt vererek asistanların mecburi hizmet ve borçlandırma gibi yükümlülüklerini iptal edeceklerine inanıyoruz. • ULUSLARARASI NASREDDİN HOCA KARİKATÜR YARIŞMASI sonuçlandı. Türk Tabipleri Birliği Özel Ödülünü Victor Bogorad (SSCB) kazandı. • Adana Tabip Odası yayınladığı açıklamada 22.7.1979 tarihinde saat 00.30'da Adana Numune Hastahanesi'nin bir kısım emniyet görevlisi tarafından yaralı arkadaşlarını bahane edip silahlı olarak hastahaneye girmeleri ve sağlık personeline ağır hakaretlerde bulunmaları şiddetle kınanmıştır. Bildirildiğine göre, Komiser Natık Karadeniz'in yaralanması sonucu Adana Devlet Hastanesinde tedaviye alınmış ve Fakülte Hastanesinde Rektör ve Dekanın da olduğu tedavi ekibince hayat kurtarma çalışmaları sonuç vermemiştir. Tedavi odasına kadar gelen polisler yaralının öldürüldüğü biçiminde de yorumlar yaparak sağlık personeline çeşitli tehdit ve hakaretlerde bulunmuştur. Açıklamada özetle şöyle denmektedir : «Devlet otoritesini temin eden ve kişilerin can ve mal emniyetinin koruyucusu olan polisin tümden bu olaya katılmadığı ne denli doğru ise, katılanların derhal ve ibret verici şekilde cezalandırılmasını istemek savaş sırasında dahi dokunulmazlığı Uluslararası Anlaşmalarla sağlanmış biz hekimlerin hakkıdır. Bu olayların yineIenmemesi için Yasada öngörülen önlemlerin alınması, yani tüm sağlık kuruluşlarına mevki ve rütbeleri ne olursa olsun kimsenin silahla girmemesinin sağlanması, silahlı girişlerde sorumluluğun hastane emniyetinden sorumlu makama bırakıarak aksi durumlarda sorumluların cezalandırılması ve suçlular açığa çıkıp cezalandırılıncaya kadar bu emniyetin Sıkı Yönetim Komutanlığı tarafından sağlanması temel dileğimizdir.» • Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu 23.7.1979 tarihinde Başbakan Bülent Ecevit'e gönderdiği başvurduğu yazısında; bir kısım sanıkların avukatlığını yapan Av. Fethi Gümüş'ün tabip odasına başvurarak sıkıyönetim tutukevinde bulunan sanıklar hakkında «insan sağlığı» açısından belgelediği olaylar anlatılmış ve durumun düzeltilmesi istenmiştir. Mektupta özetle şunlara yer verilmiştir : «Talbip Odaları kuruluş yasalarından aldıkları yetkilerle, toplumun ve bireylerin sağlıklı yaşama ve tıbbi bakım görme doğal haklarının koruyucusu oldukları kadar, toplumsal bir varlık olan insanın bu doğal haklarının ayrılmaz bir parçası olan her hal ve koşulda onurlu ve insan haklarına saygılı ortamda yaşamını sürdürme hakkının da aynı ölçüde koruyucusu ve savunucusudurlar. Anayasamızın açık emirlerine rağmen Diyarbakır Sıkıyönetim tutukevinde sanıklara işkence yapıldığı, küfürlü saldırılar ve aşağılayıcı deyimlerle hakaretler yöneltildiği, belgelerle saptanmıştır. Bu hususlar sanıklarca düzenlenen biri 60, diğeri 3 imzalı tutanaklarla daha ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Ayrıca sanıkların tıbbi bakım işlemleri de yerine getirilmemiş ya da baştansavma yapılmıştır. Demokrasiye ve insan haklarına bağlı, insan sağlığını ve onurunu korumakla görevli olan bir kuruluşun yöneticileri olarak Diyarbakır sıkıyönetim tutuklularına ve gözaltına alınan zanlı yurttaşlara uygulanmakta olan bu tür uygulamalara sonverilme sini ve sorumluların saptanarak cezalandırılmasını talep ediyoruz. Saygılarımızla.» • Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Erdal Atabek 27.7.1979'da aşağıdaki Basın Açıklamasını yapmıştır: - BASIN AÇIKLAMASI - «1. ADANA TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ'NE YAPILAN SALDIRIYI KINIYORUZ. Adana Tıp Fakültesi hastanesine getirilen yaralı bir komiserin tedavisini yanlış yorumlayan emniyet görevlileri, 21.7.1979 günü geceyarısından sonra resmi ve sivil 300 civarında kişi olarak hastaneye girmişler, hekim, hemşire ve hastabakıcılara ağır küfürler ve fiili saldırıda bulunmuşlardır. Olay yurt çapında sağlık elemanlarının tepkisini uyandırmıştır. Saldırıları önlemekle görevli resmi Devlet görevlilerinden bazılarının hastaneye yönelttikleri bu saldırı sıradan bir olay değildir. Sıkıyönetim Komutanlığının ve İçişleri Bakanlığı'nın olayı tahkik etmelerini, sorumluları cezalandırmalarını bekliyoruz. Aksi takdirde, hekimlerin, kendilerinden beklenen hizmeti veremeyecekleri çok açıktır. Hekimler, kendilerine başvuran her hasta ve yaralının tedavisini aynı duyarlılıkla yapmaya yeminlidirler. Her hasta ve yaralı; dil, din, ırk, siyasal düşünce gibi hiç bir ayrım düşünmeden, gözetmeden hekimler tarafından tedavi edilirler. Türk Tabipleri Birliği bu konuda çok duyarlıdır. Her hekim de aynı duyarlılık içindedir. Anarşik olaylar içinde, hekimlerin yersiz kuşkularla tedirgin edilmemesine herkesin dikkat etmesi bir zorunluluktur. 2. DEMOKRATİK KURULUŞLAR ÜZERINDEKİ BASKILAR KALDIRILMALIDIR. Demokratik kuruluşlar üzerindeki baskılar artmaktadır. Haklı nedenlere dayalı olmadan çeşitli örgütlerin merkez ve şubelerinin çalışmalarının durdurulması, demokrasiye aykırı işlemler olmaktadır. TÜS-DER Merkez Yürütme Kurulu üyeleri haksız bir işlemle tutuklanmışlardır. Serbest bırakılmaları gereklidir. İIerici Kadınlar Derneği'nin çalışmaları belirli bir nedene bağlı olmadan durdurulmuştur. TÖB-DER ve TÜM-DER'in bazı şubeleri kapatılmıştır. Demokrasinin boyutlarının daraltılması, çağdaşlaşma ilkesine açıkça aykırıdır. Bu demokrasi dışı uygulamalar, demokrasiye karşı güçlerin işine yaramaktadır. Toplumda demokrasiden yana tüm güçIerin demokrasiye aykırı işlemlere karşı çıkması gerekir. 3. TAM-SÜRE ÇALlŞMA YASASI VE UYGULAMALARINlN DEĞERLENDİRİLMESİ : Türk Tabipleri Birliği, tam-süre Yasası uygulamalarını yurdun çeşitli bölgelerinde yaptığı saptamalarla değerlendirmiştir. Gereken önlemler saptanmış, ilgili Bakanlıklara bildirilmiştir. Tam-süre ilkesi; ,kesinlikle doğru olarak, kamu sektörü hekimliğiyle birlikte yürütülen özel çalışmayı kaldırmıştır. İlkenin doğruluğu, uygulama yanlışlarının doğurduğu güçlüklerle zedenmeyecektir. Tamsüre Yasasının önemli yanlışları olmakla birlikte, doğan güçlükler daha çok Yasanın yanlış uygulamalarından doğmaktadır. Yapılan saptamalar; pratisyen hekim kadrolarında bir artma olduğunu, uzman hekim kadrolarında bazı yerlerde önemli ölçülere varan bir azalma olduğunu ortaya koymaktadır. Kamu sektöründen ayrılan her hekimin kamusal hizmet için bir kayıp olduğu görüşündeyiz. Eğer, Birliğimizin ortaya koyduğu önlemler alınmış olsaydı, ayrılmalar bu ölçüye ulaşmayacaktı. Bugün de; tam-süre yönetmeliğinin en kısa zamanda değişmesiyle, gerekli önlemler alınmalıdır: - En yüksek Devlet memuru maaşının hekim, diş hekimi, eczacı ödeneklerinde uygulanmaması bir yandan ödeneklerin tavanını düşürmüş, diğer yandan «yoksunluk bölgeleri ödeneklerinin» tavan sınırının düşmesine yol açmıştır. Bu yanlış uygulama, Yasanın tüm uygulamalarını olumsuz yönde etkilemiştir. Ayrıca, ödeneklerin enflasyonla erimesine yol açmış, Yasanın çıktığı günden bugüne kadar ekonomik değerin % 40 düşmesi önlenememiştir. - Vergilendirme konusunda büyük bir yanlışlık yapılmak istenmektedir. 1965 yılından beri ayrı vergilendirilen tam-süre ödenekleri 14 yıl sonra birleşik vergiye tabi tutulmak istenmekte, böylece, bu yanlış uygulamayla tam-sürenin işlerliğini tümüyle yitireceği gözardı edilmektedir. - Ödeneklerin emekliliğe yansımaması, özellikle 25 yılını doldurmuş hekimlerin hizmetten ayrılmalarına yol açmıştır. Ödeneklerin tümüyle emekliliğe yansıması temel bir koşuldur. - Nöbetler ve acil vak'a çağrıları sistemi yeniden düzenlenmelidir. Bu sistemin işlemesi için, İş Yasası hükümleri uygulanmalı, evde acil vak'a çağrılarına hekimlerin uyabilmeleri sağlanmalıdır. Bu konudaki sayı sınırlandırılmaları kaldırılmalıdır. - Objektif kriterlere dayalı bir «değerlendirme primi» sistemi getirilmelidir. Önemli istemlerimizin bazılarını açıkladığımız değişiklik tasarımız Bakanlıklara iletilmiştir, sonuçlanmasını bekliyoruz. 4. SERBEST HEKİMLİK BİR KAMU HİZMETİDİR. Tam-süre Yasasının uygulamalarından doğan olumsuz sonuçları hekimlere yüklemek ve hekimlerin serbest çalışmaları aleyhinde bir ortam yaratmak tümüyle yanlış bir düşüncenin ürünüdür. Serbest hekimlik bir kamu hizmetidir. Tüm mesleklerin serbest çalışmaları gibi (avukatlık, serbest mimar ve mühendislik gibi) bir kamu hizmetidir. Meslek kuralları içinde yapılan serbest hekimliği suçlamak, ya düzenin aksaklıklarını görmemek, ya da düzenin aksaklıklarını korumak anlamı taşımaktadır. Yürürlükte olan sistemin tümak saklıklarını bazı meslek gruplarına yüklemek, sistemin tümünü gözden kaçıran bir yanlıştır. Serbest çalışan hekimler emekçidirler ve kamu hizmeti yapmaktadırlar. Serbest çalışmanın tümü bir sistem sorunudur, ancak bütünlük içinde ele alınırsa doğru saptamalar yapılabilir.» Merkez Konseyi adına Başkan Dr. Erdal ATABEK • Tabip Odalarımızın Yeni Yönetim Kurullarını vermeye devam ediyoruz: ADANA Bşk. Dr. Tuncay Özgünen Sek. Dr. Adnan Erdoğan Say. Dt. Osman Unul Üye. Dr. Turan Sevindik Üye. Dr. Fahri Büyükyılmaz Üye. Dr. Mehmet Şahinoğlu ELAZIĞ Bşk. Dr. Azmi Muğulkoç Sek. Dr. Fahri Aydın Say. Dr. Mustafa Pazarcıklı Üye Dr. Kemal Barım Üye. Dt. Mehmet Tümen AYDIN Bşk. Dr. Necati Girgin Sek. Dr. Kemal Pirlibeyoğla Say. Dr. Oktay Özel Üye. Dr. Rauf Değirmenci Üye. Dr. Ünal Aka MUĞLA Bşk. Dr., Hasan Erdem Sek. Dr. Seyhun Besin Say. Dr. Turgut Dündar Üye Dr. F. Kaya Özbek Üye. Dt. Hamdi Kasapoğlu BALlKESİR-ÇANAKKALE Bşk. Dr. Sümer Deniz Sek. Dr. Hayri Altuğ Say. Dr. Celal Gedik Üye Dt. İbrahim Şener Üye. Dr. Sinan İleri TRABZON-RİZE-GÜMÜŞHANE Bşk. Dr. Enver Özmen Sek. Dr. Hamza Bozalioğlu Say. Dr. H. Basri Bilgi Üye. Dr. A. Kemal Başaran Üye. Dr. Metin Kodaman ESKİŞEHİR-KÜTAHYA Bşk. Dr. A. Eşref Tel Sek. Dr. İnanç Ünal Muh. Dr. Mehmet Şen Üye. Dr. Dinç Alpyıldız Üye. Dr. Samih Ayday VAN-MUŞ-HAKKARİ-BİTLİS Bşk. Dr. Turan Karagöz Sek. Dr. Necdet Ayhan Say. Dr. Halat Yüzbaşıoğlu Üye. Dr. Adem Kaymak Üye. Dr. M. Ali Mızrak ZONGULDAK-KASTAMONU-ÇANKIRI Bşk. Dr. Kazım Toprak Sek. Dt. Cemal Çakmaklı Say. Dr. Namık Coşkun Üye. Dr. Aslan Ebiri Üye. Dr. Yılören Koçak • Kahraman Maraş'da Yeni Tabip Odamız kuruldu. 28. Büyük Kongre Kararı ile Urfa, Kahramanmaraş, Sakarya iIlerimizde yeni Tabip Odalarımızın kurulması karar altına alınmıştı. Bu odlarımızdnn Kahraman Maraş Geçici Yönetim Kurulu'nu tespit ederek Merkez Konseyi onayına sundu. Merkez Konseyi'nde onaylanan Kahraman Maraş Geçici Yönetim Kurulu üyeleri şöyle: Bşk. Dr. Tevfik Kısakürek Üye. Dr. Lütfü Bildirici Üye. Dr. Perran Poyraz Üye. Dr. Cahit Evliya Üye. Dr. Gültekin Yazıcıoğlu Üye. Dr. Nedim Şirin Üye. Dr. Mahmut Ünsal