Yazar
Berkant SAĞIR
Asist. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Yazar
Tolga BİNBAY
Öğretim Gör. Uzm. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD.

Özet

  • Bu yazıda günümüz Türkiye’sinde giderek belirginleşen toplumsal kaygı (anksiyete) ve görünümleri psikanalitik bir bakışla ele alınmaktadır. Bu kapsamda öncelikle kaygı ve korkunun psikanalitik teorinin içindeki topoğrafyası incelenmektedir. Kaygı ve korku arasında, tehdit edici nesnenin varlığı/yokluğu ayrımı yapıldıktan sonra toplumsal kaygı kavramı Freud’un erken ve geç dönem yapıtları/yaklaşımı ile ele alınmaktadır. Freud’un kaygıyı açıklaması iki yan taşır: Psikanalizin erken dönem dürtü yaklaşımına göre cinsel dürtüler ve bu dürtülerin bastırılması, suçluluk duygusuna ve kaygıya yol açar. Psikanalizin ikinci dönem yaklaşımına göre ise kaygının kaynağı ayrılık (nesneden ayrılık) ve kastrasyon olasılığıdır. Buradaki temel işleyiş çok değer verilen bir nesneden ayrılma/mahrum bırakılma endişesi olarak tanımlanabilir. Bu çerçevede yazı, Türkiye toplumunda güncel gelişmelere bağlı olarak öncelikle kastrasyon kaygısının yaygınlık kazandığını öne sürmektedir. Bu kaygının derinlerinde kapitalist üretim ilişkileri ve toplumsal yapıya oradan salgılanan belirsizlik, risklerin artışı ve arzunun çoğalması yatmaktadır. İşte bu sürecin toplumsal görünümü iç ya da dış kaynaklar tarafından kastre edilme, varoluşa yönelmiş köklü bir tehdit ve yaşamsal bir nesneden mahrum bırakılma algısı olduğu belirtilmektedir. Öte yandan kastrasyon kaygısının görünümlerinin ideolojik konumlanışa göre farklılık gösterdiği, sağın toplumsal yaşantıları, olayları, durumları zihinsel anlamda yüceltilmiş ve ciddi libidinal yatırım yapılmış bir nesneye (ülke, ülkenin bütünlüğü, tarihsel varlığı, devleti) yönelen tehdit olarak değerlendirdiği solun ise kendiliğine, kendi varlığına yönelmiş bir tehdit olarak yaşantıladığı vurgulanmaktadır.
    Geliş Tarihi : 09.03.2017
    Kabul Tarihi : 21.05.2017

Summary

  • In this article, various forms of social anxiety in the contemporary Turkey are evaluated with a psychoanalytical perspective. In this regard, we firstly investigate the well-known topography of fear and anxiety in psychoanalytical theory. After dissecting anxiety from fear on the base of a definable threating object, article focus on social anxiety with conceptualizations in early and late writings of Freud. The anxiety conceptualization of Freud has two phases: According to early period approach which was based on drive, repression of sexual drives lead to feelings of guilty and anxiety. According to the late-period of psychoanalysis, main sources of anxiety are the probability of separation (from the object) and castration. Here, the fundamental process lies in the concern about separation from or deprivation of a highly sublime object. In this manner, the article asserts that primarily castration anxiety has become prevalent in Turkey due to current sociopolitical turmoil. In the depths of this particular anxiety lies the capitalist relation of production, and uncertanity, the rise of risk and desire which originate from capitalist relations. The social outlook of this process includes the fear of castration due to inner or outsider sources, a deep threat directed to existence, and being forcefully deprived from a vital object. Furthermore the outlook of castration anxiety diff ers on the base of ideological coordinates of the society: While the right-wing evaluates the whole of social turmoil as a threat directed to a sublime object (country, land, historical existence of nation) which has a large reservoir of libidinal investment, the left-wing experiences social turmoil as a threat directed to its own existence in the society.
    Received : 09.03.2017
    Accepted : 21.05.2017

Anahtar Sözcükler / Keywords

  • TR: toplum, kaygı, Türkiye, kastrasyon, psikanaliz
    EN: society, anxiety, Turkey, castration, psychoanalysis

Geliş Tarihi / Received Date
  • 09.03.2017

Kabul Tarihi / Accepted Date
  • 21.05.2017