Yazar
Toplum ve Hekim Yayın Kurulu


Metin / Text
  • Bilindiği gibi TTB Merkez Konseyi çalışmaları hakkında bilgi vermek, önündeki çalışmalarda odaların görüşlerini almak üzere 3 ayda bir Temsilciler Meclisi Toplantıları düzenlemektedir. Her toplantı ayrı bir bölgede yapılması kararı, Konseyimizin ve çeşitli tabip odalarımızın birbirleriyle ilişkilerini sıklaştırmakta, çevre sağlığı ve halk sağlığı konularında yöresel inceleme olanakları sağlamaktadır. 26. Büyük Kongremizden sonra ilk Temsilciler Meclisi Toplantısı Bursa'da yapılmıştı. Mayıs Temsilciler Toplantısı ise Diyarbakır'da yapıldı. Haziran ara Kongremizden sonra Eylül veya Ekim ayı içersinde yapılacak Temsilciler toplantısının da Adana'da yapılması ön kararı alındı. Diyarbakır Temsilciler Toplantımız 10. Mayıs Çarşamba günü Diyarbakır'daki Basın Mensuplarının katıldığı bir Basın Toplantısı yapıldıktan sonra 11 Mayıs Perşembe günü saat 10'da Diyarbakır Tıp Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen açılışla başladı. Açılış Toplantısını kalabalık bir hekim ve öğrenci kitlesi izledi. 300 kişilik salon tamamiyle dolu idi. Toplantıda, Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Demirel'in konuşmasından sonra, Turizm Bölge Müdürü Resan Taşçıoğlu, bölgesel turizm sorunlarını, Tıp Fakültesi Öğrenci Temsilcisi Erkan Barut, fakültedeki öğrenci ve öğrenim sorunlarını, Tüm-As Başkanı Dr. Abdülkadir Polat fakülte ve asistan sorunlarını içeren birer konuşma yaptılar. Bu konuşmalardan, daha sonraki incelemelerimizde de tespit ettiğimiz çevre sağlığı, halk sağlığı, ve tıp eğitimi konularında üzerinde dikkatle durulması gereken, acil tedbirler bekleyen sorunlar dile getirildi. Açılış Toplantısında Merkez Konseyi adına Başkan Dr. Erdal Atabek'in konuşması ilgiyle izlendi. Dr. Atabek konuşmasında özetle şunları söyledi. Sayın Konuklar, Sayın Temsilciler: Türk Tabipleri Birliği Temsilciler Meclisi'nin Diyarbakır'da topIanmasından özel bir memnunluk duyuyoruz. Diyarbakır Tabip Odamız, Birliğimiz çalışmaları içinde, temel prensiplerimizin oluşmasına katkıda bulunan, halk sağlığının olsun, hekim emeğinin olsun bilimsel doğrularını dile getiren bir organımız olmuştur. Bu bakımdan, Temsilciler Meclisimizin burada yapılışı bizim için ayrı bir önem taşımaktadır. Ülkemiz bu yılın başından beri yeni bir siyasal iktidar dönemini yaşamaktadır. Bu dönemi, hem ülkemizin daha demokratik bir düzeye gelmesi, hem de sağlık hizmetlerinde yeni düzenlemelerin gelişmesl açısından önemli sayıyoruz. Bu nedenle de, gerek demokratik görevlerimiz, gerekse halk sağlığına ilişkin çalışmalarımız daha büyük önem taşımakta, sorumluluklarımız, yükümlülüklerimiz daha da artmaktadır. Türk Tabipleri Birliğinin demokratik görevlerinin başında, Büyük Kongre kararlarımızın gereği olan emperyalizme ve faşizme karşı savaşım vermek gelmektedir. Bu görevimizi eksiksiz yerine getirmek çabalarını hiç geciktirmedik, hiç geciktirmemenin doğru olduğuna inandık. Çünkü, tarihsel bir gerçek olarak, emperyalizme ve faşizme karşı savaşım örgütlü demokratik güçler tarafından verilirse başarıya ulaşır. Ülke demokrasisinin temelini kitlelerin bilinçli savaşımı sağlayacaktır. Bu anlamda yapılan çalışmaların değerlendirilmesi, uğraşımızın sürekliliğini sağlayacaktır. Bu anlamda yapılan çalışmaların değerlendirilmesi, uğraşımızın sürekliliğini sağlayacaktır. Genel-İş Sendikası tarafından Türk Tabipleri Birliğine örgüt olarak «Emperyalizme ve Faşizme Karşı İşçi Sınıfının Yanında Savaşım Verdiği İçin» verilen plaket, Birliğimiz için büyük bir anlam taşımaktadır. Bu dönemdeki çalışmalarımızın bir özelliği de, gerek toplumun, gerekse yönetimin demokratikleştirilmesi olacaktır. Toplumun demokratikleştirilmesi için 141 ve 142. maddelerin kalkması, yönetimin demokratikleştirilmesi için de, çalışanların yönetime katılmaları, tüm çalışanlara toplu sözleşmeli, grevli sendikalaşma hakkının verilmesi gereklidir. Halk sağlığının doğru anlamıyla sağlanabilmesi için, öncelikle bilimsel sağlık anlayışına sahip olunması gerekir. Bilimsel sağlık anlayışı, insanların tüm yaşamının sağlıklı kılınması, insanın tüm yaşamında sağlıgını engelleyen etkenlerin kaldırılması demektir. Bu anlamıyla, bilimsel sağlık anlayışı, insanı sağlıklı kılan bir sosyo-eokonomik yapıyı zorunlu kılar. Halkın yeterli, kalorisi, hayvansal proteini tam olan bir beslenme içinde bulunması, halkın ekonomik gücüyle doğrudan bağlantılıdır. Halkın sağlıklı konutlarda oturması, ülkedeki konut politikasının doğrudan sonucudur. Onun içindir ki, öncelikle milii gelir dağılımı dengesizliğinin giderilmesi, emeğiyle geçinenlerin sağlıksız koşullara mahkum olmayacakları bir düzenin kurulması gerekir. Halkın koruyucu sağlığı, sadece aşılama çalışmaları değil, tüm sosyo-ekonomik yapının düzelmesi ile sağlanacaktır. Koruyucu sağlık, diğer yanıyla çevre koşullarının sağlıklı olmasını zorunlu kılar. Konutlara sağlığa aykırı, kanalizasyonu olmayan, içecek temiz suyu bulunmayan, kullanacak sudan yoksun çevrede yaşamak zorunda kalan insanın sağlığının korunamayacağı bir gerçektir. Onun içindir ki, bir yandan çarpık sanayileşme, diğer yandan düzensiz kentleşme, insan sağlığına aykırı çevreler yaratmaktadır. Bir yandan bu çevrelerin yaratılmasına göz yummak, diğer yandan halk sağlığını korumak elbette olanaksızdır. Halk sağlığını korumanın bilimsel doğrusu, dışa bağımlı az gelişmiş ülke kapitalizminin değişmesiyle olacaktır. Bunun bilinmesi gerekir. Sağlık hizmetlerinde tam-süre (full-time) çalışma ilkesini destekliyoruz. Hükümet tarafından hazırlanan tasarıda bu ilkelere uygun düzenlemeleri de destekliyoruz. Ancak, tam-süre çalışmanın başarısını, ekonomik bakımdan sistemin desteklenme ölçüsü, yönetimin demokratikleştirilmesi, sağlık hizmetlerindeki atama, yer değiştirme, yükselme işlemlerinin «Yüksek Hekimler Kurulu» tarafından yapılması gibi, siyasal iktidara bağımlılık zincirlerinin kırılması düzenlemeleri sağlayacaktır. Yıl başından beri yapılan çalışmaları özetle Merkez Konseyi sunuşunda bulacağız. Görüşeceğimiz, tartışacağımız konularımız vardır. Ancak, bilinmesi gerekir ki, Türk Tabibleri Birliği'nin halk sağIığından yana, insan emeğinin toplumda hakim kılınmasından yana görüşleri giderek toplumda etkin olmakta, Birliğin gücü giderek artmaktadır. Bu güç, Temsilciler Meclisinin bu toplantısıyla daha da artacaktır. Ülkemizde demokrasi savaşımının, barışın, emeğin üstün kılınmasının başarısı hepimize artan sorumluluklar, artan yükümlülükler vermektedir. Biz, bu sorumluluğun, bu yükümlülüğün bilinciyle çalışmalarımıza devam edeceğiz. Çalışmalara başarılar diler, saygılar sunarım. Açılış Toplantısından sonra çeşitli Tabip Odalarımızdan gelen Temsilcilerle görüşmelere geçildi. Diyarbakır Temsilciler Toplantısına, TTB Merkez Konseyinden ; Dr. Erdal Atabek, Doç. Dr. Esat Eşkazan, Dr. Şükrü Güner, Dt. Sevinç Özgüner, Dr. Emel Kutlu, İstanbul Tabip Odasından; Prof. Dr. Özdemir İlter, Dr. Kemal Parlak, Dr. Halim Dinç, Dr. Sevil Özyalçın, Dr. Şakir Derkut, Dr. Metin Tamer, Dr. İsmet Koray, Dr. Mehmet Okçuoğlu, Ankara Tabip Odasından; Dr. Özen Arat, Dr. Uğur Cilasun, İzmir Tabip Odasından; Prof. Dr. Veli Lök, Dr. Nuri Sarmaşık, Adana Tabip Odasından; Dt. İzzet Vardar, Dr. Faik Altıntaş, Dr. Hüsün Sönmez, Ordu Tabip Odasından; Dr. Hayati Şener, Trabzon Tabip Odasından; Dt. Halil Akyüz ve Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu ile, üyeleri katıldılar. Gündeme TTB Merkez Konseyinin geçen 3 aylık dönemdeki çalışmalarını içeren SUNUŞ'un Genel Sekreter Dr. Şükrü Güner tarafından okunmasıyla geçildi. DİYARBAKIR Temsilciler Meclisi'ne MERKEZ KONSEYİ Sunuşu: Sayın Temsilciler; Aralık 1977 sonunda yapılan Bursa Temsilciler Meclisinden bu güne kadar geçen dönem Ocak ayından itibaren yapılan çalışmaları kapsamaktadır. 1. Yeni Hükümetle ilişkiler: Ocak ayı başında yeni Hükümet kurulmuştur. CHP'nin, 11 bağımsız, CGP ve DP ile kurduğu Hükümet; 2. MC'nin sona erişi olarak olumlu karşılanmış ve desteklenmiştir. Birlik olarak desteklediğimiz açıklanmış ve Hükümetten isteklerimiz hazırlanmıştır. Ocak ayının içinde yeni Hükümetin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı sayın Dr. Mete Tan ile Sosyal Güvenlik Bakanı sayın Hilmi İşgüzar, Türk Tabipleri Birliği Merkez konseyini ziyaret etmek amacıyla İstanbul'a gelmişler ve Merkez Konseyiyle görüşmüşlerdir. Bu görüşme sırasında her iki Bakan'a Büyük Kongre kararlarımızı, gerek sağlık hizmeti, gerekse üyelerimizin özlük haklarıyla ilgili isteklerimizi açıklayan bir dosya sunulmuştur. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla kurulan bu diyaloga sonra Çalışma Bakanlığı da katılmıştır. Bakanlıklarla ilgili çalışmalarımız şöyle özetlenebilir: 1.1 Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığıyla: Dergide de yayınladığımız istekler dizisinde bulunan, 2 MC dönemindeki faşist kadrolaşmanın temizlenmesi çalışmaları sürekli izlenmiş ve desteklenmiştir. Tam-Süre (full-time) çalışmanın bir Yasa tasarısıyla uygulanması çalışmaları esas olarak desteklenmiş, tasarıya ilişkin görüş ve eleştirilerimiz açıklanmış, Bakanlıkla bu konuda görüşmeler yapılmıştır. Tam-Süre Yasa tasarısında Büyük Kongremizin kararları olan «uygulamanın zorunlu olması» «döner sermayeden prim alınmaması», «tüm yurtta uygulanması» ilkeleri yer almış, ayrıca Merkez Konseyince belirlenen «ödeneklerin emekliliğe yansıması» ilkesi 600 göstergesi için tasarıda yer almıştır. Tasarıya yönelik eleştirilerimiz; muayenehane kapayan elemanların ödeneğlnin ayrı bir maddeyle düzenlenmemiş olması, konuya bir fazla çalışma açısından bakılması, uygulama için geçiş süresinin bir yıl kabul edilmesinin bazı uygulama güçlüklerine yol açabileceğidir. Merkez Konseyi bu eleştirilerle birlikte Tasarıyı desteklemiş ve çıkmasını olumlu karşılamıştır. Tasarı Plan-Bütçe Komisyonundan geçmiştir. Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonuna girecektir. Üyelerimizi yakından ilgilendiren «yurt dışında ve serbest çalışmada geçen sürelerin kamu hizmetinde geçmiş sayılmasını öngören Yasa tasarısı Merkez Konseyince hazırlanmış ve bu toplantıya getirilmiştir. Son biçimi verilecek ve Parlamentoya milletvekili teklifi olarak sunulacaktır. 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasa değişikliği de Merkez Konseyince Büyük Kongre kararları doğrultusunda hazırlanmıştır. Son biçimi görüşülerek Parlamentoya sunulacaktır. Yasa değişikliği milletvekili teklifi olarak ya da Tasarı olarak verilecektir. 5.5.1978 günü Merkez Konseyini ziyaret eden sayın Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı, 6023 sayılı Yasa değişikliğini tasarı olarak vermek istediklerini belirtmiştir. Bakanlığın hizmet politikalarında Bakanlık -Birlik koordinasyonu istediğimiz ölçüde henüz kurulamamış, bu husus gerek sayın Bakana gerekse sayın Müsteşara belirtilmiştir. Verilen yanıtta henüz belirli aşamalara gelmeyen çalışmaların bundan sonraki bölümlerinde ortak çalışmalar yapılacağı açıklanmıştır. Dört aylık çalışma süresi için bir değerlendirme yapmak erken sayılır, ancak uygulanan yöntemlerin daha demokratik, kitleyle daha sıkı bağlantılı, örgütümüzle daha koordine olmasını istiyoruz. Bakanlığın; çalışmalarında böyle bir tutumdan güç alacağı kanısındayız. 1.2 Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla; Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla ilişkilerimiz bir yanıyla sosyal güvenlik, bir yanıyla da Sosyal Sigortalar Kurumunun sağlık hizmetleriyle ilişkili olarak sürmektedir. Sosyal Sigortalar Kurumu'nda Genel Müdür Yardımcılığı'na atanan Dr. Engin Tonguç; gerek iş hekiımliğini ve işçi sağlığını, gerekse SSK sağlık hizmetlerini özüyle kavramış değerli bir meslekdaşımızdır. Ancak, Kurumun çeşitli kademelerince yeterince desteklenmesi zorunludur. Sayın Dr. Engin Tonguç'la göreve geldiği günden itibaren tam bir diyalog ve koordinasyon içindeyiz. Çalışmalarını Birlik olarak tamamen destekliyoruz. Çalışmalarının programlanarak «işçinin koruyucu sağlığı», «SSK hizmetlerinde düzelmeler», «Kurum İlaç sorununun çözümünde adımlar atılmasını» bekliyoruz. Merkez Konseyi ayrıca SSK bünyesinde bir «İşçi Sağlığı Enstitüsü» kurulmasını yazı ile belirtmiş, kendilerine her türlü yardımın yapılacağını açıklamıştır. 1.3 Çalışma Bakanlığıyla; Çalışma Bakanlığının işçi sağlığı konusundaki çalışmaları Dr. Ergin Atasü'nün İşçi Sağlığı Genel Müdürlüğüne atanmasıyla hız kazanmıştır. Kendisiyle tam bir koordinasyon kurulmuştur. Sayın Dr. Atasü göreve geldiği günlerde Merkez Konseyine bir yazı göndererek; çalışmalarında işbirliği yapmak istediğini belirtmiştir. Merkez Konseyi verdiği yanıtta; işyeri hekimliği için yeni bir Yasal statü, işyeri hekimleri için ortak yetiştirme kursları, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği tüzüğünde değişiklik yapılmasını somut konular olarak belirtmiştir. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı sayın Dr. Mete Tan, 5.5.1978 günü Merkez Konseyini ziyaret ederek; her konuda Türk Tabipleri Birliğiyle beraber olduklarını, özellikle Birliğin tam-süre Yasası için Parlamento'da desteğini istediklerini, yurt dışında olacağı için Temsilciler Meclisine gelemediğini, ancak selam ve saygılarını iletmemizi, Bakan adına bir görevlinin toplantıya katılacağını ifade etmiştir. Bu arada; isteklerimiz arasında olan, Büyük Kongre Kararlarımız arasında bulunan «Yüksek Hekimler Kurulu» kurularak atama, yerdeğiştirme ve yükselme işlemlerinin bu Kurulca yapılmasına taraftar olduğunu belirtmiştir. Bu dönemde Parlamentoyla ilgili çalışmalarımız da Bakanlık çalışmalarının uzantısı olarak yoğun olacaktır. Odalarımızın Yasalarla ilgili görüşlerini süreleri içinde belirtecek Merkez Konseyine göndermeleri büyük önem taşımaktadır. Bu dönemde DPT ile belirli bir çalışma dönemine girilecektir. DPT'nın ekonomik konulara ağırlık verdiği bir dönem olması nedeniyle sosyal konularla ilgili çalışmalar yoğunluk kazanmamış görünüyor. Bununla birlikte DPT ilaç konusunda bir toplantı düzenlemiştir. Bir «İlaç Konseyi» kurulmasına ilişkin girişim, Türk Tabipleri Birliği'ne de yazılmış, bilahare bu toplantı DPT tarafından ertelenmiştir. En kısa zamanda «İlaç Konseyi» kurulmasına ilişkin bu toplantının yapılmasını destekliyoruz. 3. TÜBİTAK ile ilişkiler: Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurulunda Birlik üyeliği için yapılan seçim için Prof. Dr. Coşkun Özdemir ve Prof. Dr. Veli Lök bildirilmişlerdir. Bu iki adaydan birisi seçilerek iki yıl süreyle Türk Tabipleri Birliği'ni temsil edecektir. 4. 14 Mart Sağlık Haftası : 14-21 Mart tarihleri arasında düzenlenen Sağlık Haftası bu yıl daha da başarılı olmuştur. Türk Tabipleri Birliği adına Merkez Konseyi'nin yetkisiyle Ankara Tabip Odası tarafından düzenlenen «Sağlık Kurultayı 78» Ankara'da yapılmış, sağlık hizmetinin pek çok konusu çeşitli açık oturumlarda ve serbest bildirilerde ortaya konmuştur. Bu çalışmaların düzenlenerek yayınlanmasına çalışılacaktır. Bilimsel çalışmaların tek yerde yapılması kararının uygun olduğu böylece anlaşılmıştır. Sağlık Haftası boyunca İstanbul, İzmir ve Antalya Odalarımız gerek yerel gerekse alan çalışmalarını başarıyla sürdürmüşlerdir. Temsilciler Meclisinde Odalarımız bu çalışmalarını değerlendireceklerdir. Sağlık Kurultayı 78 basına önemli ölçüde yansımış, Kurultay'dan önce yapılan bir TV programında bazı konular ele alınmış, Kurultay sonrası da bir başka TV programında değerlendirilmiştir. Gelecek yıl Sağlık Haftasının da başarılı olması için çalışmalara başlanacaktır. 5. TRT ile ilişkiler: TRT ile ilişkiler bu dönemde geniş anlamda ele alınmıştır. Sağlık Kurultayı sırasında gerek radyo, gerekse televizyonla kurulan bağlantı, yıllık programların sağlıkla ilgili olanlarının düzenlenmesi biçiminde sürmektedir. Beş dakika programı, TV Eğitim Bölümü, TV Kültür Bölümü, radyo eğitim ve kültür bölümleriyle ilgili program konuları seçimi çalışmaları sürdürülmektedir. Bu konuların yeni TRT Genel Müdürü ile de görüşülmesinden sonra Birliğimizin TRT'yle işbirliği daha etkinlik kazanacaktır. Ancak, bu konuda Odalarımızın görevi de çok önemlidir. Gerek merkezi yayına, gerekse bölgesel yayınlara ilişkin konu, metin, gerektiğinde konuşmacılar hazırlanmalıdır. Bölgesel radyoların çalışmalarına gerekli katkılar da programlanacaktır. 6. Dünya Çocuk Yılı Çalışmaları: 1979 yılı, Birleşmiş Milletlerce Dünya Çocuk Yılı ilan edilmiştir. Bu yılın ülkemizde önemine uygun biçimde kutlanması için, demokratik örgütlerce yürütülecek bir çalışma programlanmıştır. Demokratik kuruluşlar, İlerici Kadınlar Derneği ile yapılan ortak çağrıyla başlayan çalışmalar 23 Nisan'da yoğunlaşmış, 1979 yılına kadar da program içinde yürütülmektedir. Birliğimiz, Çocuk Beslenmesi ve Sağlığı konusuna özellikle işleyecektir. Konuya ilişkin çalışmalar Prof. Dr. Özdemir İlter tarafından düzenlenecektir. 7. Genel-İş Genel Kurulu : Genel-İş Genel Kurulu'nda, bu yıl ilk defa düzenlenen bir törenle «işçi sınıfı yanında emperyalizme ve faşizme karşı savaşım veren» kişi ve örgütlere bir plaket verilmiştir. Türk Tabipleri Birliği'ne örgüt olarak verilen plaket Genel Kurula katılan Birlik Başkanı tarafından alınmıştır. Türk Tabipleri Birliği'nin emperyalizme ve faşizme karşı savaşımını belgeleyen bu olayın tarihimizde özel bir yeri olacaktır. 7. Ulusal Gıda ve Beslenme Planlama Semineri: Ankara'da Hacettepe, Tübitak ve bazı kuruluşlarca düzenlenen «Ulusal Gıda ve Beslenme Planlama Semineri»ne Türk Tabipleri Birliği katılmıştır. Birlik adına hazırlanan ve Başkan tarafından sunulan «Hekimlerin Halkın Beslenmesindeki Görüşleri ve Sorumlulukları» konulu bildiri dikkat çekmiş ve ilgiyle karşılanmıştır. Bildiri metni, Toplum ve Hekim'in gelecek sayısında yayınlanacaktır. 8. Asgari Ücret Katsayıları: 1978 yılı asgari ücret katsayıları, Odalarımızdan gelen öneriler ile dikkate alınarak yeniden düzenlenmiş ve gerekli yerlere yeni katsayılar gönderilmiştir: İstanbul: 20-15 Ankara-İzmir-Adana-Kocaeli : 20-17-14 Diğer bölgeler : 16-14-13 Böylece bir yandan artan hayat standardına karşı hekim emeğini, diğer yandan da halkı koruyan bir değerlendirme yapılmıştır. 9. Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi : Sağlık Kurultayı'nda İşçi Sağlığı açık oturumunda da dile getirilen bir temenni olarak işçi sağlığının ayrı bir Kongre konusu yapılması çalışmalarına başlanmıştır. İstanbul Tabip Odasının bu konudaki önerisi kabul edilerek «Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi»nin Türk Tabipleri Birliği tarafından yapılmasına, İstanbul Tabip Odası'nın Konsey adına Kongreyi koordine etmesine karar verilmiştir. Kongre çalışmaları ilerlemektedir. Gerek Bakanlıklar, gerekse ILO desteklerini bildirmişlerdir. Sendika ve Konfederasyonların geniş katılımının sağlanacağı «Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi»nin başarılı olmasına çalışılacaktır. Kongre, İstanbul'da 19-20-21 Ekim tarihlerinde yapılacaktır. Ayrıntılı program ilerde açıklanacaktır. 10 -Dış Geziler: Bu yıl daha zengin bir dış geziler programı düşünülmüştür. Ancak, yurt dışına çıkışların kısıtlanması, devalüasyon nedeniyle gezi ücretlerinin artışı gibi nedenlerle sadece Sovyet Rusya gezisi programlanmıştır. İstanbul'da Konsolosluk Kültür Ataşesiyle yapılan görüşmede, yalnız turistik değil, aynı zamanda inceleme amacını da gerçekleştirecek bir gezinin Ağustos ayında, ya da Ağustos ayında başlayıp Eylül ayında bitecek biçimde 19-21 günlük olarak düzenlenmesi isteğimizi ilettik. İnturist'le çalışmalar devam etmektedir. 11. Karikatür Sergisi: Birliğimizle Karikatürcüler Derneği'nin ortaklaşa hazırladıkları «Halk Sağlığı Karikatür Sergisi ve Yarışması» çalışması bitmiş, yarışma sonuçlanmış, sergi de Ankara'da Sağlık Haftası sırasında açılmıştır. İstanbul'da Haziran ayı başında Karikatür Müzesinde aynı sergi açılacak, ödüller de bu açılış sırasında sahiplerine verilecektir. Ayrıca bir de Karikatür Kitabı basılacaktır. 12. Basın Açıklamaları : Faşist saldırılara uğrayan Prof. Dr. Yalçın Sanalan için, 30.12.1977 tarihinde Ankara Tabip Odası'na atılan bombayı kınamak için, 20.2. 1978 tarihinde Tam-Süre çalışma içın, 10.3.1978 tarihinde, Kanser sorunu hakkında, 4.4.1978 tarihinde, 16 Mart olayları için, 18.3.1978 tarihinde, Doç. Dr. Server Tanilli'nin uğradığı faşist saldırı için, 8.4.1978 tarihinde 1 Mayıs için 26.4.1978 tarihinde; basına açıklamalar yapılmıştır. Ayrıca günlük gazetelerde Birlik Başkanı, II. Başkanı, Genel Sekreteriyle çeşitli zamanlarda yapılan görüşmeler yayınlanmıştır. 13. Yayın Organlarımız: Merkezi yayın organlarımız olan «Toplum ve Hekim» düzenti olarak yayınlanarak 5. sayısına ulaşmıştır. Her sayısında eksiklerini tamamla'maya çalıştığımız Dergi'nin olgunlaşma yolunda olduğu kanısındayız. Yayın programına göre yayınlanmasına çaba gösterilen Dergi'nin bilimsel düzeyini daha da yükseltmek azmindeyiz. Ancak, abone kampanyasının istediğimiz zorunlu sayıya ulaşmadığını dikkate almak, daha geniş çalışmalar yapılmasını sağlamak gereklidir. «Hekimin Sesi» henüz eksikliklerini giderme çabasını sürdürdüğümüz bir yayınımızdır. Sayfa sayısı 8'e yükseltilmiştir. Gazetemizin gelecekte daha tatmin edici olacağını umuyoruz. 14. 1 Mayıs'a Katıldık: Dünya işçilerinin ve emekçilerinin birlik ve dayanışma günü olan 1 Mayıs'a Türk Tabipleri Birliği olarak bu yıl da katıldık. Günlerdir sürdürülen karşı propagandaya rağmen; hekimler özgürlüklerden, emperyalizme ve faşizme karşı savaşım vermekten yana tavırlarını koyarak 1 Mayıs'a katıldılar. Alınan önlemlerle hiç bir olay olmadan geçen 1 Mayıs günü, bir yıl önceki olayların nasıl bir provakasyonun sonucu olduğunu da ortaya koymuş oldu. 15. Komisyon Çalışmaları: 26. Büyük Kongre kararlarında Türk Tabipleri Birliği'nin Komisyonlar kurarak çalışmalarını yürütmesi kararı alınmıştı. Büyük Kongre kararları ışığında çeşitli konularda çalışma komiteleri kuruldu. Bunların arasında Demokratik Hak ve Özgürlükler, Özlük Hakları, Halk Sağlığı, İşçi Sağlığı, Yayın Komisyonları periyodik toplantılarla çalışmalarına devam etmektedir. Halk Sağlığı Komisyonu'na bağlı Ana-Çocuk Sağlığı Çalışma Grubu 1979 Dünya Çocuk Yılı kutlama çalışmaları hazırlıklarını programına almıştır. Diş Hekimleri Çalışma Grubu ise programının son hazırlıklarını yapmaktadır. Her iki çalışma grubunun ürünleri yayınlarımızda yer almış ve bundan sonra da yer almaya devam edecektir. Sayın Temsilciler; Merkez Konseyi, son dört aylık dönemde Yasa çalışmalarının, örgüt dışı ve içi sorunları çözümlemenin, Birliğin her konuda görüşünü, tavrını ortaya koymanın, etkinliğini arttırmanın belirginleştiği bir çalışma sürdürmüştür. Bundan sonra da, sizlerden aldığı güçle daha etkin olarak çalışmalarını sürdürme azmindedir. Hepinize saygılar sunarız. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Sunuş'un okunmasından sonra katılan odaların çalışmalar üzerine ve kendi çalışmaları hakkında raporlara geçildi. Temsilciler Toplantısında en çok üzerinde durulan konular, Full-Time ve 6023 Sayııı Kuruluş Kanunumuzda yapılması düşünülen değişiklikler oldu. Temsilciler Meclisi Kararları bir Basın Bülteni ile kamu oyuna duyuruldu. TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ DİYARBAKIR TEMSİLCİLER MECLİSİ Kapanış Bildirisi 1. Türk Tabipleri Birliği Temsilciler Meclisi; çaIışmalarını gündemine göre yürüterek bitirmiştir. Halk sağlığının ve sağlık hizmetinin çeşitli sorunlarına ilişkin Temsilciler Meclisi görüşlerini sunuyorz. 2. Halk sağlığının ve sağlık hzimetlerinin tüm sorunları, ülkenin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik yapının sorunlarıdır. Bu yapının bozukluğundan doğan temel sorunlar çözümlenmedikçe, alınacak önlemlerin köklü çözümler getirmesi beklenmemelidir. Ancak, sağlık hizmetlerinde alınacak önlemler, bir yandan halk sağlığında ulaşılması gerekli noktalar için bir aşama olurken, ülkedeki yapısal değişikliğe de katkıda bulunacaktır. Bu bakımdan aşağıdaki önlemlerin alınması zorunludur. 3. Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi, gerekli destek önlemleri alınarak tüm yurtta uygulanmalıdır. Anayasa'nın 49. maddesi olan halkın sağlığını Devletin sağlama görevi hayata geçirilmelidir. Öncelikle, uygulandığı bölgelerde bile yürütülmeyen 224 sayılı Yasanın uygulanması sağlanmalıdır. Yürürlükte olan bir Yasanın uygulanmaması büyük bir yanlış olmaktadır. En kısa zamanda 224 sayılı Yasanın hükmü olan «Sosyalleştirilme Genel Kurulu» toplanmalıdır. Bu Genel Kurulun üyesi bulunan Türk Tabipleri Birliği, sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesinin bugünkü ihmal edilmiş durumunun, neden başarısızlığa sürüklendiğinin, hangi önlemlerle desteklenerek uygulanmasının sağlanabileceğinin bu Genel Kurulda görüşülmesini kararlaştırmıştır. 4. Tam-süre çalışma ilkesinin kamusal sağlık hizmetlerinde çalışma ilkesi olarak tüm yurtta uygulanması desteklenmektedir. Hazırlanan ve Parlamentoya sevkedilmiş bulunan Yasa tasarısı, tam-süre çalışma ilkesinin uygulanmasını sağlayacak düzenlemelerin de birlikte yapılması koşuluyla desteklenecektir. Bu düzenlemelerin önemli özellikleri, tam-süre çalışmanın hiç bir ayrım yapılmadan tüm kamu kuruluşlarında uygulanması, tam-süre çalışmanın fazla çalışma demek olmadığının kabul edilmesi, ödeneklerin bölgeler arasındaki çalışma ve yaşama farklarını dikkate alacak biçimde uygulanması, ödeneklerin hayat pahalılığına uygun biçimde eşel-mobil sistemine bağlanması, hekimlerin ve sağlık personelinin atama, yer değiştirme, yükselme işlemlerinin «Yüksek Hekimler Kurulu» eliyle siyasal iktidara bağımlı olmayan bir organca yapılması gibi tam-süre çalışmanın destek önlemleridir. Tam-süre çalışma ilkesinin uygulanmasıyla sağlık hizmetlerinin tüm sorunlarının çözümleneceği düşünülmemelidir. Tam-süre çalışma, sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi için bir araç niteliğindedir. 5. Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi uygulamanın önemli bir dayanağı, Tıp Fakültelerinin ülkede başarıyla mesleğini uygulayabilecek pratisyen hekimler yetiştirmesidir. Bu bakıımdan Tıp Fakültelerinin eğitim biçimi, eğitimle ilgili durumları dikkate alınmalıdır. Özellikle yeni açılan Tıp Fakültelerinin öğretim üyeleri bakımından, eğitimle ilgili programları bakımından büyük sorunları vardır. Örneğin Diyarbakır Tıp Fakültesi % 80 öğretim üyesi eksiğiyle çalışmaktadır. Diyarbakır Diş Hekimliği Fakültesinde Dekan'la asistan arasında öğretim üyesi bulunmamaktadır. Eğitimi yöneten yöneticilerle, öğrenciler arasında büyük bir ilişki kopukluğu vardır. Oysa, başarılı bir öğrenim için üniversite ve Fakülte yönetimlerinin demokratikleştirilmesi zorunludur. Yetişen hekimler ve diş hekimleri gerekli bilgi ve meslek becerisiyle yetiştirilmezse uzmanlik eğitimine akımın bu açıdan da hızlanacağı açıktır. Bu sorunun gelecekte önemli ve olumsuz sonuçlarına şimdiden dikkat çekmeyi görev sayıyoruz. 6. Türk Tabipleri Birliği, ülkemizde demokrasinin yaşaması, gelişmesi, özgürlüklerin sağlanması, geliştirilmesi, can güvenliğinin sağlanması, insan yaşamına, insan sağlığına saygı gösterilmesi için gerekli her türlü çabanın harcanmasına, Büyük Kongre kararlarının hayata geçirilmesi için yapılan çalışmaların daha büyük bir güçle sürdürülmesine kararlı olduğunu açıklar. Türk Tabipleri Birliği Temsilciler Meclisi DİYARBAKIR GEZİSİ: Toplantı bitimi ertesi gün Diyarbakır Belediye Başkanı Mehdi Zana ile birlikte bir Diyarbakır şehir içi gezisi düzenlendi. Bu bizi şehrin sağlık sorunlarını daha yakından tespit etmemize yaradı. Görünen, Diyarbakır şehrinin sağlık sorunları bakımından en ihmal edilmiş bir bölgemiz olması idi. Bazı görüntüler bizleri hayrete düşürdü. Öyle ki, şehrin ortasından üstü açık kanalizasyon geçiyordu. Büyük bir alanı dolaşan bu suyun bazı kollarında çocukların yıkandıklarını gördük. Bir mahalleli her an mahallelerinde yüzlerce yüksek ateşli, diyareli çocuk bulunduğunu belirtti. Halk bu suya «Haram Suyu» adını takmıştı. Alt yapı tesislerinden tamamen yoksun şehrin büyük bir kesimi, kanalizasyon, yol, su, konut sorunlarıyla içiçe idi. Belediye ve halkın ekonomik olanaksızlıkları bu sorunların çözümü için atılımları zorlaştırdığı dile getirildi. TIP FAKÜLTELERİNİN DURUMLARI: Diyarbakır Tıp Fakültesini gezdik. Asistan ve öğrencilerin kendilerinden sorunlarını dinledik. Diyarbakır Tıp Fakültesinde 24 öğretim üyesi vardı. Olması gerekenin % 20'si. En az 100 öğretim üyesi açığı vardı. Üniversite idari kadroları bu durum karşısında yetersiz kaldıkları gibi, bazı öğretim üyelerini aldıkları kararlarla üniversiteden uzaklaştırmaya zorluyorlardı. Bu kararların altında politik nedenlerin ağır bastığı izlenimini aldık. Öyle ki % 80 öğretim üyesi açığı olan üniversite bir hafta sonra Doçenliği kabul edilecek olan bir öğretim üyesini kadro yokluğu nedeniyle Üniversiteden ilişkisini kesiyorlardı. Şimdi bu hekim Doçent ünvanına sahip olmuş, ancak, üniversitenin dışında kalmıştır. Asistan alınmasında Üniversite'nin tutumunun olumlu olmadığı tespit edildi. Girişte politik etkenlerin, tercihli davranmanın rollerinden bahsediliyordu. Asistan kitlesi üzerine idare baskısının her gün arttığı söylendi. Öğrencilerin sorunları bu kesimde daha belirgin. Öğretim sorunu ... Eksik ve idari bakımdan olumlu bir tutum içinde bulunmayan bir üniversite öğrenciye ne verebilirdi ki? İlginç bir tespitimiz, Diş Hekimliği asistan ve öğrencileriyle konuşmamızda oldu. Diyarbakır Diş Hekimliği Fakültesinde hiçbir öğretim üyesi yoktu. Evet, yanlış değil. Bir fakültenin asistanları var, öğrencileri var, öğretim üyesi bir tane olsun bile (Dekan'dan başka) yoktu. İşte bu haldeki bir üniversiteden doktorlar yetişiyordu, Diş Hekimleri yetişiyordu. Mezun olanlar halkın sağlık sorunlarının çözümü için görev yapacaklardı, yapıyorlardı. Hastalıkları tedavi için uğraş vereceklerdi. Sorunların acılığını ve gerçek tespitini yönetici kadrolardan başka öğretim üyeleri, asistanlar, öğrenciler herkes yapıyordu. Türk Tabipleri Birliği olarak Diyarbakır'da Temsilciler Meclisi Toplantısı yapmamızın bize büyük yararı oldu. Bir Sağlık eğitim kurumunun bu gerçek yüzünü yerinde tespit ettik. Bu durum karşısında çalışmalar yapmayı, sorumluları uyarmayı bir görev bileceğiz.