Yazar
Erdal ATABEK
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı, Dr.

Metin / Text
  • Sayın Konuklar, Sayın Temsilciler; Türk Tabipleri Birliği Temsilciler Meclisi, çalışmalarına bugün başlıyor. Temsilciler Meclisimiz ülkemizin bu önemli günlerinde toplanmaktadır. Onun için de gündemimizdeki sorunlar, ülkemizin sorunları olmaktadır. Gündemimizin başında; ülkemizde demokrasinin ve özgürlüklerin korunması, geliştirilmesi, can güvenliğinin sağlanması yer almaktadır. Bu yaşamsal önem taşıyan konularda hekimlere ve örgütümüz olan Türk Tabipleri Birliği'ne düşen görevlerin bilinci, sorumluluğu içindeyiz. Demokrasinin, özgürlüklerin korunması, geliştirlmesi, can güvenliğinin sağlanması, toplumda yaratılmak istenen terör ve yılgınlığa karşı savaşım tüm örgütlü güçlerin her zamandan daha uyanık, daha sıkı bir dayanışma içinde olmasını zorunlu kılmaktadır. Bu alanda işçilerin, mühendis ve mimarların, hukukçuların ve diğer toplumsal güçlerin örgütleriyle birlikte dayanışma içinde demokratik kuruluşlar platformunda beraberiz. Ülkemizin sürüklenmek istediği karanlığa, zorbalığa, faşizme karşı tüm örgütlü güçlerin dayanışması, kararlığı; demokrasinin, özgürlüklerin en büyük güvencesidir. Ülkemizde can güvenliğinin sağlanmasını, barışı, özgürlüklerin gelişmesini amaçlayan her girişim Büyük Kongre kararlarımızın doğrultusunda desteklenecektir. İçinde bulunduğumuz sorunların bir uzantısını tıp alanı özelinde yaşamaktayız. Erzurum Tıp Fakültesi'nde belirli bir sağ akımın görüşlerini paylaşmayan hiçbir öğrenci eğitimini sürdürememekte, hatta kentte yaşayamamaktadır. Tıp Fakültesi'ni bitirmeleri için fakülteye sadece iki gün gitmeleri gereken öğrencilerin bu süre içinde devamlarını devletin resmi güçleri sağlayamamışlardır. Sadece bu örnek bile, ülkenin içine sürüklendiği durumu göstermeye yeterlidir. Her gün kentlerde bulunan cinayet kurbanları, otobüslerden indirilerek, ev basılarak kurşunlananlar, artık olayların derinliğine inilmesinin zorunluluğunu göstermektedir. Bu konuda hükümetin alacağı olumlu kararları, önlemleri destekleriz. Ancak bu karışıklıktan kurtulmak için olaylara doğru tanılar konması, «karşıt gruplar çatışması» bulanıklığından çıkılması gereklidir. Olayların temelinde; toplumda giderek uyanan işçilerin, emekçilerin, aydınların demokratik, sosyal, ekonomik istemlerine karşı, bu yaygınlaşan uyanışın kendi çıkarlarını tehdit ettiğini gören dış güçlerin ve onlara bağımlı iç egemen çevrelerin çeşitli açık, kapalı niyetleri, girişimleri yatmaktadır. Ancak bilinmelidir ki, suları tersine akıtmak mümkün değildir. Türkiye daha iyi, daha doğru, daha çağdaş olana gidecektir; işçiler, emekçiler, aydınlar bu gelişmelerin, bu uyanışın sahibidir, Türk Tabipleri Birliği de buradadır. Birliğimiz; halk sağlığının, daha etkin, daha topluma uzanan bir sağlık politikası anlayışının sahibidir. İnsan sağlığını, doğuştan kazanılan, vazgeçilmez bir hak sayıyoruz. Bu hakkın bir devlet görevi olduğuna, kişilerin ekonomik gücüne, sosyal durumuna göre değişmemesi gerektiğine inanıyoruz. İnsanların sağlık hakkının gereği olarak da yeterli, doğru, hayvansal proteini tam beslenmenin, sağlıklı konularda oturmasının zorunlu olduğunu belirtiyoruz. Bunları sağlamanın ilk aşamaları işçiler, memurlar, emekçiler üzerindeki hayat pahalılığı baskısının azaltılması, vergi yükünün azaltılması, besin maddelerinin, konutların üretiminin dağıtımının öncelikle alt gelir gruplarından başlayarak devletin görevleri içine alınmasıdır. 4. Beş Yıllık Planda halk sağlığıyla ilgili konuların bu ilkelere göre yer almasını isteyen önerilerimiz Devlet Planlama Teşkilatı'na iletimiştir. Bu belgeyi Temsilciler Meclisimize sunuyoruz. Tam-süre çalışma ilkesinin uygulanması amacıyla çıkarılan yasanın tartışmaları sürmektedir. Kuşkusuz; bir sorunu çözmek isterken yeni sorunlar çıkması doğaldır. Ancak, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nın Tam-Süre Yasası'nı çıkartırken yeterince araştırma ve inceleme yapmaması, yasanın uygulanması sırasında yapılan yanlışlar; tam-süre ilkesinin işlerliğinde gereksiz güçlüklerin doğmasına yol açmıştır. Bu güçlüklerin doğmasında en büyük etken; Sağlık Bakanlığı bürokratlarının demokratik kuruluşlarla ve örgütümüzle işbirliği yapmasındaki anlaşılmaz tıkanıklıktır. Giderek artan, artık eleştirmemiz gereken bu bürokratik tıkanıklık, Bakanlık yönetiminde demokratikleşme zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Araştırma, inceleme, demokratik danışma işlevlerini bir yana iten başarısız çalışma yöntemleri; tıp uzmanlılkarı tüzüğü değişikliği, tıp eğitimiyle ilgili görüşler, yanlış ara hizmet grupları yaratma gibi hatalı ürünler vermektedir. Tam-süre ilkesini araç yaparak hazırlanmak istenen «genel sağlık sigortası», anlamı yitirilerek uygulanacak olan «sosyalizasyon» gibi hazırlıklar da bu araştırma, inceleme, demokratik danışma işlevinden uzak, hatalı çalışma yönteminin ürünleri olmaktadır. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere sağlık hizmeti veren Bakanlık yönetimlerinin demokratikleştirilmesi acil görevler arasında bulunmaktadır. Yönetimin demokratikleştirilmesinde etkili bir adım olan siyasal iktidardan bağımsız, atama, yer değiştirme, yükselme işlevini yürütecek demokratik bir «Yüksek Hekimler Kurulu»nu Sayın Sağlık Bakanı Dr. Mete Tan benimsediğini Van gezisi sırasında kamuoyuna açıklamıştır. Bu kurulu hızla işlerliğe kavuşturmak görevimizdir. Gerekçesiz, ya da siyasal gerekçelerle hekimi tedirgin etmek, oradan oraya sürmek kimsenin hakkı değildir. Bu işlemlerle zarar gören, hekimden çok, ondan sağlık hizmeti bekleyen halktır. Bu işlemleri doğru ilkelere kavuşturacak yöntem; özerk, demokratik, siyasal iktidarlardan bağımsız bir organdır. Bu girişimi sonuna kadar sürdüreceğiz. Toplumlar sağlık hizmetine, tıp bilimine giderek daha duyarlı olmuşlardır. Hastalıklara karşı ilgi artmaktadır. Halk, bu önemli konuda artan bir bilgi açlığı duymaktadır. Bunu giderecek olan da kamu haberleşme araçları, mass media'dır. Radyo, televizyon, gazeteler, dergiler her gün denecek oranda sağlıkla ilgili yayın yapmaktadır. Halkın çok etkilendiği bu yayınları doğru bir çizgide, tıp bilimine uygun yapılması; kamu haberleşme araçlarının büyük bir sorumluluğudur. Sağlık hizmetini araştırmak, bu hizmetin tahlillerinde doğru araştırma verilerini kullanmak, halka duyulması gereken saygının ifadesidir. Bu konuda yarın yapılacak «kamu haberleşme araçları ve sağlık hizmeti» paneli bu konudaki çalışmalarımızın başlangıcıdır. Türk Tabipleri Birliği olarak halka yapılan yayınları izlemek, değerlendirmek, yanlışları eleştirmek, doğruları desteklemek kararındayız. Toplumu yanlış bilgilerden korumak, Birliğimizin görevleri içindedir. Sağlık hizmetindeki tüm aksamaları haksız yere, duygusal kışkırtmalarla hekimlere yükleyen bir program bildiğiniz gibi Türk Tabipleri Birliği'nce protesto edilmiş, yanıtımız -tam olmasa da- aynı yayın saatinde verilmiştir. Görevimiz, sadece bu tür yayınlarla değil, tüm sağlıkla ilgili yayınlarla ilgilenmek, değerlendirme sonuçlarını açıklamaktır. Bunu yapmak görevimizdir. TRT ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişmektedir. Gerek radyo, gerekse televizyonun halk sağlığıyla yakından ilgilenmesi, kamunun sağlık eğitiminin en önemli bölümüdür. Bu alanda işbirliğimiz sürekli gelişmektedir, daha da gelişecektir. Bu çalışmalara her türlü katkıyı yapmak görevimizdir. Basınla da, basının sağlık konusundaki yayınlarıyla ilgilenmek de son derece önemlidir. Bu konuda tüm örgütümüze önemli görevler düşmektedir. İşçi sağlığına verdiğimiz önem, düzenlediğimiz «I. Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi»yle vurgulanmıştır. Kongre günlerinde çeşitli olayların etkisiyle kamuoyuna tam yansımayan, aslında çok büyük bir aşama olarak nitelenen «I. Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi» halk sağlığı hizmetimizin önemli bir örneği, işçi sağlığının sürekli bir bilgilenme kaynağı olmuştur. Sayın Konuklar, Sayın Temsilciler; Hepimizin içinde bulunduğu toplumumuz, eskimiş, adaletsiz, geride kalmış sosyo-ekonomik yapısının yeniye, toplumsal adalete, ileriye yönelik değişme çalkantılarını yaşamaktadır. Bugünler; sıkıntılarla birlikte aydınlık günleri de taşımaktadır. Bize düşen görev, bu gelişmede; içinde bulunduğumuz sosyal katmanlarda işçi sınıfıyla, emekçilerle birlikte demokratik, özgür, can güvenliği olan, herkesin bedensel, ruhsal, toplumsal iyilik durumunda yaşayacağı yarınların Türkiye'sini oluşturmak, bunun için çalışmaktır. Temsilciler Meclisi çalışmalarına başarılar diler, sizlere Türk Tabipleri Birliği adına saygılar sunarım.