Yazar
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi


Metin / Text
  • Sayın Temsilciler; Dört aylık çalışma döneminde yoğun çalışmalar yapılmış, önemli aşamalar geçiirlmiştir. Büyük Kongre'den sonra hemen başlayan çalışmaları şöyle özetleyebiliriz: 1 - Tıp Uzmanlıklan Tüzüğü : Büyük Kongre'nin bitişinin ertesi günü toplanan olağanüstü Yüksek Sağlık Şurası'nda tek konu olan «Tıp Uzmanlıkları Tüzüğü» (Tababet Uzmanlık Tüzüğü) görüşülmüştür. 1.7.1978 tarihinde yapılan bu toplantıda Türk Tabipleri Birliği Büyük Kongresi'nin kararı doğrultusunda temsilcimiz tarafından yapılan açıklama diğer Şura üyeleri tarafından oybirliğiyle desteklenmiştir. Böylece; Bakanlıkça hazırlanan taslağın kabul edilmemesi, yeni saptanacak ilkelerle yeni bir taslağın anahatlarının hazırlanması karara bağlanmış, bu hazırlık için Prof. Dr. Bedii Gordon ve Dr. Erdal Atabek görevlendirilmiştir. Bu hazırlık Kasım ayı sonunda yapılacak Yüksek Sağlık Şurası toplantısında görüşülecektir. Merkez Konseyi «Tıp Uzmanlıkları Tüzüğü»nün değişmesi gerektiği görüşündedir. Ancak, bu değişikliğin nedenleri konusunda Sağlık Bakanlığı'ndan ayrı görüştedir. Bu konudaki Bakanlık çalışmaları; Bakanlığın en başarısız çalışmalarından birisi olmuştur. Bakanlığın hazırlanan taslaktaki asıl amacı; dolaylı bir yıllık zorunlu hizmeti uzmanlık eğitimi içinde saklayarak gerçekeştirmektiı. Bir diğer öğe olarak da; tıp uzmanlık alanlarını tıp dışı branş mensuplarına daha geniş açma isteği göze çarpmaktadır. Yapılan hazırlığın ulusal sağlık politikası açısından, ilkeleri açısından, yöntemi açısından büyük yanIışları vardır. Merkez Konseyi olarak «Tıp Uzmanlıkları Tüzüğünün» değişmesinin nedenleri konusunda görüşümüz şöyledir: 1.1 Tıp Uzmanlıkları Tüzüğü Tıp Fakülteleri Eğitimi Uzmanlık Eğitimi-Mezuniyet sonrası eğitim zincirinin bir halkası olarak değişmelidir. Uzmanlık eğitimi, tıp eğitiminin eksikliklerini giderme eğitimi değildir. İyi bir uzman olmanın ilk koşulu iyi bir pratisyen hekim olmaktır. Bu da ancak, tıp fakültelerinde sağlanabilir. Tıp fakültelerinde eğitimin beş yılda bitirilmesi ilkesi kabul edilmeli, altıncı yıl meslek uygulama (intern'lük) dönemi olmalıdır. Beş yılın sonunda diploma verilmeli, altıncı yılın sonunda diploma tescil edilmelidir. «Meslek Uygulama» döneminde hekimler, ancak bir uzman denetiminde fakülteler, eğitim niteliği taşıyan kamu kuruluşu hastaneleri ve merkezlerinde çalışmalı, bu süre devlet memurları statüsünde sayılmalıdır. İyi bir pratisyen hekimin eğitim eksikliği nedeniyle uzmanlığa yönelişine gerek kalmamalıdır. 1.2 Ulusal sağlık politikasında temel örgütlenme modeli sosyalleştirmedir. Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesinin özü «pratisyen hekimliğe» dayanır. Bu bakımdan ülkenin daha çok pratisyen hekime, daha az uzman hekime gereksinmesi vardır. Bu nedenle uzmanlaşma oranı azaltılmalı, bu uzmanlar da temel dal uzmanlıklarına yöneltilmelidir. Bakanlık taslağı, tam tersine amaçlara yönelik olduğu için yanlıştır. Temel dal uzmanlıkları saptandıktan sonra özel dal uzmanlıkları yerine «sertifika» sistemi konmalıdır. Tüm bunların yapılabilmesi için de, ulusal sağlık politikasında hekim insangücünün , ayrıntılı analizleri gereklidir. Bu planlama yapılmadan tıp uzmanlıkları yönelimi gerçekçi olamaz. 1.3 Tıp uzmanlıkları eğitimi bir program anlayışına dayanmalıdır. Bugunkü «şefe bağlı eğitim» yerine «programa bağlı eğitim» uygulanmalıdır. Program uygulama ve denetimlerinde «objektif kriter» sistemi getirilmelidir. Böylece kurumlar arasında eğitim farklılıkları da bir ölçüde gideriimiş olacaktır. 1.4 Tıp uzmanlık eğitimi süreleri de subjektiflikten kurtarılmalıdır. Bugünkü süre saptamada asistan bulunup bulunmaması, yardımcı hekim gereksinmesi gibi eğitimle ilgili olmayan faktörler elimine edilmelidir. «Toplum içi uygulama»da bu tür bir faktör olduğu, eğitimle ilgili olmadığı için yanlıştır. Tıp uzmanlık eğitimi sürelerinin saptanmasında uygulanacak «program» asıldır. Her dal için yetkili bilim kurulları «ana programm hazırlamalı, bu programın uygulanacağı süre de «uzmanlık eğitiminin süresi» olmalıdır. Bu konu için ilk iş; her uzmanlık dalı için «yetkili bilim kurulları»nın oluşturulmasıdır. 1.5 «Tıp Uzmanlık Eğitimi»nin yönetim ve denetimi demokratikleştirilmelidir. Bu konuda ağırlık giderek Türk Tabipleri Birliği'ne kaydırılmalıdır. Seçimle gelen üyelerin «Uzmanlık Düzenleme Kurulu»nda sayıları arttırılmalıdır. Bu ilkeler ve ayrıca gündemde tartışılacak görüşlerle «tıp uzmanlıkları tüzüğü»nün temel dayanakları ortaya çıkacaktır. Bu konuda Büyük Kongre kararı uygulanmış ve sonuç alınmıştır. 2 - Yüksek Hekimler Kurulu : Israrla üzerinde durduğumuz, mesleğimiz için büyük bir güvence, örgütlü savaşımımız için büyük bir aşama olacak «Yüksek Hekimler Kurulu» bizzat Sayın Sağlık Bakanı'nın da kamuoyuna açıkladığı gibi benimsenmiş durumdadır. Siyasal iktidara bağımlılığı azaltaca , atama ve yer değiştirmelerde «objektiflik» esaslarını getirecek, yönetimin demokratikleşmesinde önemli bir adım olacak «Yüksek Hekimler Kurulu» sağlık hizmetlerindeki süreklilik ve kararlılığın önemli bir dayanağıdır. Kısa bir zamanda kurulması için her türlü çabanın harcandığı «Yüksek Hekimler Kurulu» önemli bir dönemeç olacaktır. Nitekim; böyle bir güvence olmadığı içindir ki Kayseri Tabip Odabı Başkanı Dr. Osman Güney Valilik önerisiyle il dışına atanmak istenmiştir. Oda Başkanımız derhal Merkez Konseyi'ne başvurmuştur. Merkez Konseyi derhal tel ve telefonla temsilcileriyle konuyu Sayın Sağlık Bakanı ve Müsteşarına iletmiş, yapılan işlemin durdurulmasını istemiştir. Sayın Bakan işlemi derhal durdurduğunu, kendisinin olayı tahkik ettireceğini, sonuçtan bilgi vereceğini söylemiştir. Hekim atama ve yer değiştirmeleri her siyasal iktidar döneminde subjektif olmaktan kurtulmamıştır. MC döneminde kasıtlı ve bilerek yapılan kıyımların acısını hep birlikte çektik. Bu dönemde de çeşitli baskılar -doğru ya da yanlış- işlemlere Bakanlıkları sürüklemektedir. Önemli olan; yapılan işlemin doğruluğu ve yanlışlığından çok kararların subjektif ve anti-demokratik olmasıdır. Objektif ve demokratik kararların doğru yöntemi «Yüksek Hekimler Kurulu»nun en kısa zamanda kurulup işlerliğe kavuşmasıdır. 3 - Tam-Süre Yasası ve Uygulamaları : Tam-Süre Yasası çıktıktan sonra sorunlar azalmamış, artmıştır. Bu durumun asıl nedeni, Sağlık Bakanlığı'nın da, Maliye Bakanlığı'nın da önemli ilke yanlışları olmuştur. Önce; Sağlık Bakanlığı'yla Maliye Bakanlığı arasında varıldığı söylenen ortak görüşün olmadığı yapılan görüşmelerde ortaya çıkmıştır. Israrla, Sağlık Bakanlığı tarafından ifade edilen ödeneklerin 1000 + 600 göstergesine göre ödeneceği ilkesine Maliye Bakanlığı hiç yanaşmamış, Sağlık Bakanlığı ise ısrar bile edememiştir. Ayrı vergilendirme işlemine ise Maliye Bakanlığı şiddetle karşı çıkmış, bu konuda hiçbir sözleri olmadığı bizzat Maliye Bakanlığı'nca açıklanmıştır. Türk Tabipleri Birliği temsilcileri hem 1000 + 600 göstergesi, hem de ayrı vergilendirmenin olmasının zorunluluğunu şiddetle savunmuşlar, her ikisinin de olmaması halinde yasadan örgüt desteğinin kesinlikle çekileceğini açıklamışlardır. Maliye, Sağlık, Sosyal Güvenlik Bakanları yetkilileri ile Türk Tabipleri Birliği temsilcilerinin ortak toplantısında, bu kesin tavır karşısında Sağlık ve Sosyal Güvenlik Bakanlarının da Birlik görüşlerine katılmasıyla Maliye Bakanlığı ayrı vergilendirmeyi kabul etmiş, tüm hesaplar yeniden yapılmıştır. Ancak 1000 + 200 üzerinde Maliye Bakanlığı ısrar edince Birlik temsilcileri tüm hekimlere 400 gösterge daha verilmesi talebini yapmışlardır. Sert tartışmalardan sonra, uzmanlara 425, pratisyen hekimlere 225 gösterge ekleyen bir formül bulunmuş, önerilerimizin bir bölümü kabul edilmiştir. Bakanlıkların Tam-Süre Yasası'nı bir güçlük yasası durumuna sokmaları, aslında yasanın işlerlik gücünü azaltmaktadır. Oysa; önemli olan bir yasayı çıkartmak değil, onu yaşatabilmektir. Sağlık Bakanlığı yetkilileri «bu yasa çıkmış, her şey bitmiştir, isteyen kalır, isteyen gider» tavrının yanılgısı içinde oldukları izlenimini vermektedir. Bu tutum; yasayı bir zorlama ve antipati çemberine sokmaktadır. Yasanın ilkesini destekleyen Birlik bu tutumu çok yanlış bulmaktadır. Tam-Süre Yasası bir ilke yasasıdır, bir hınç ve kuvvet gösterisi yasası değildir. Hele hele hekimlerin desteğini umursamaz tavırlarla Ankara'da yeni bir bürokrasi kurma istekleriyle bu yasa hiç yürütülemez. Bunu Sağlık Bakanlığı yetkilileri iyi bilmelidir. Yasanın çıkışı sırasında Bolu ve Rize'de sosyalleştirme uygulamasının hemen yapılarak muayenehanelerin kapatılması Tam-Süre Yasası'na destek değil, tersine güçlük olmuştur. Üç büyük ilde hemen (1.1.1979'da) sosyalizasyona geçilerek muayenehanelere tanınan sürenin 6 ay kısaltılması da aynı sevimsiz zorlamanın bir parçasıdır. Yasanın aslında çok güçlükleri varken bunları Sağlık Bakanlığı'nın daha da çoğaltması yanlışları arttırmaktadır. Maliye Bakanlığı'nın tutumu ise, yasayı hiç anlamadığını ortaya koymaktadır. Maliye Bakanlığı, bu yasayı da «en az para verme» açısından görmektedir. Bütün bunların yasaya yaptığı ve yapacağı olumsuz etkiler; olayları geniş ve doğru açılardan görememenin sonuçlarıdır. Birlik olarak; Tam-Süre Yasası'nın bir aşama olduğu görüşümüzü açıklıyoruz. Sağlık sorunlarının çözümü; ancak sosyo-ekonomik yapıdaki değişmelerle birlikte bulunacaktır. Ekonomik haklarımızın çözümü de toplu sözleşmeli grev haklı sendikalaşmada yatmaktadır. Demokratik haklarımız ise; hem kendi içimizde, hem de işçi sınıfı ve emekçi sınıflarla birlikte yapacağımız örgütlü savaşımla kazanılacaktır. Tam-Süre Yasası bizim için örgütlü savaşımın bir aşamasıdır, kesin çözümler değil, bu konunun aksaklıklarının düzelmesi yolundaki savaşımımız sürecektir. 4 - 14 Mart 1979 Hazırlıkları : 14 Mart 1979'da yapılacak «Sağlık Haftası» içinde yer alacak «Sağlık Kurultayı 79»un İzmir'de yapılmasına karar verilmiş, Türk Tabipleri Birliği adına İzmir Tabip Odası'na yetki verilmiştir. Oda, bir düzenleme kurulu kurarak çalışmalarına başlamıştır. Çalışmalar Merkez Konseyiyle koordine yürütülmektedir. Üç panel ve çeşitli biIdirilerle hazırlanacak «Sağlık Kurultayı 79»un etkin olması için çalışmalar sürdürülmektedir. Bu yıl uluslararası bir Halk Sağlığı Karikatür Sergisi de hazırlıklar içindedir. Her Tabip Odası 14 Mart Sağlık Haftasını bölgeleri içinde daha etkin biçimde gerçekleştirmelidir. Halk sağlığı amaçlarımız ve ilkelerimiz bu haftalarda daha belirli olarak kamuoyuna yansımaktadır. Bu bakımdan Odalarımız çalışmalarına şimdiden başlamalıdır. 5 - 4. Beş Yıllık Plan Çalışmaları : Devlet Planlama Teşkilatı tarafından düzenlenen «Dördüncü Beş Yıllık Planı Tanıtma» toplantısına çağrılan Türk Tabipleri Birliği; toplantıya temsilcileriyle katılarak görüşlerini açıklamıştır. Devlet Planlama Teşkilatı tarafından düzenlenen «Dördüncü Beş Yıllık Planı Tanıtma» toplantısına çağrılan Türk Tabipleri Birliği; toplantıya temsilcileriyle katılarak görüşlerini açıklamıştır. 18.9.1978 tarihli toplantıda uzun bir konuşmayla açıklanan görüşlerimiz ilgi çekmiş, Devlet Planlama Teşkilatı adına yapılan yanıt konuşmasında en çok yer verilen konular Birliğin eleştirileri olmuştur. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarının da bulunduğu toplantıda Birliğimizin eleştirilerinin bir bölümüne Devlet Planlama Teşkilatı temsilcileri de katılmışlardır. Bu toplantı ancak bir başlangıç olabilir. Yoksa, böyle kapsamlı bir alanda yapılacak tek toplantı, etkinliği olmayan «demokratik bir gösteri»den ileri gidemez. 4. Beş Yıllık Planla ilgili görüşlerimiz ayrı bir rapor biçiminde sunulacaktır. 6 - Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu : Çalışma Bakanlığı İşçi Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan «Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu» toplantılarının ilki 7.6.1978 tarihinde yapılmıştı. Toplantıların bundan sonraki bölümünde önemli gelişmeler olmuştur. Türk Tabipleri Birliği'nin de içinde yer aldığı DİSK, TMMOB, Bakanlıklar, üniversitelerin temsilcilerinin de bulunduğu «Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği» Kurulu'nun özerk, demokratik, yaptırımcı bir kuruluş olması, yurt çapında örgütlenmesi ilkesi üzerinde görüş birliğine varılmıştır. Böyle bir Kurul oluşumunun ülke çapında etkinliği olabilecek, demokratik desteği sürekli olacak, bürokratik takılmalardan uzak kalınacaktır. Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi sırasında böyle oluşacak bir Kurula bağlı «İşçi Sağlığı Enstitüsü» kurulması düşüncesi de ağırlık kazanmıştır. «Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği KuruIu» çalışmaları Çalışma Bakanlığı'nın demokratik bir girişimi olarak övgüye değer bir nitelik taşımaktadır. 7 - Birinci Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi : «Sağlık Kurultayı 78» sırasında İşçi Sağlığı panelinde ortaya atılan ve genel onay alan «İşçi Sağlığının Özel Biçimde Ele Alınması» önerisi «I. Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi» olarak gerçekleşmiştir. Bu konuda ön çalışmalar yapmakta olan İstanbul Tabip Odası'na yetki verilerek ve çalışmalara genel ölçüde destek olunarak 19-20-21 Ekim 1978 tarihleri arasında gerçekleşen Kongre, ülkemizde bu alanda söz sahibi olan herkes tarafından olumlu karşılanmış ve bir aşama olarak değerlendirilmiştir. Toplantıya önemli bir mesaj gönderen Başbakan, Kongrenin açıIışına katılan Çalışma Bakanı, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı, yurt dışında olduğu için mesajla kutlayan Sosyal Güvenlik Bakanı, İLO Türkiye temsilcisi, DİSK adına Rıza Güven, TMMOB Başkanı Teoman Öztürk, I. Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi'nin önemini vurgulayan konuşmalar yapmışlar, Birlik Başkanı Dr. Erdal Atabek de işçi sağlığı konusunda Birliğin görüşlerini açıklamıştır. Üç panel; birbirini bütünlemiş, son panel olan «İşçi Sağlığının Sosyal ve Ekonomik Temelleri»yle konunun özü, ilkeleri ortaya konmuştur. Üç salonda okunan hepsi ayrı ayrı önem taşıyan bildiriler ilgiyle izlenmiştir. Sağlık Bakanı, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü Kongre onuruna kokteyl vermişlerdir. Maden filminin özel bir galası Kongre üyeleri için düzenlenmiş, filmin yapımcısı, başrol oyuncuları ve set işçilerine başarı ödülleri verilmiştir. Kongre bir «sonuç bildirisi»yle kapanmıştır. Bu başarılı çalışma için İstanbul Tabip Odası'na ve Kongre Düzenleme Kurulu'na teşekkür ederiz. 8 - Erzurum Tıp Fakültesi Öğrencileri Sorunu : Erzurum'daki faşist baskı ve terör sonucunda Tıp Fakültesi'nde öğrenimlerini sürdüremeyen, hastane ve laboratuvarlara gidemeyen, hatta kentte kalamayan öğrencilerin sorunu Birliğimiz tarafından getirilmiştir. Bu konuda Erzurum Tabip Odamızın etkinliği olmamıştır. Kent, faşist terörcüler tarafından denetim altında tutulduğundan konu sağcı-solcu, gerici-ilerici gibi «karşıt görüşler» sulandırmasına yer vermeyecek kadar açıktır. Faşist terör; kendinden olmayan herkese aynı biçimde davranmakta, terör ve baskıcılar döverek, yaralayarak, hatta Orhan Yavuz olayında olduğu gibi öldürerek yaşama hakkı vermemektedir. Durumu saptayarak öncelikle Başbakan, Sağlık Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Gençlik ve Spor Bakanı'na bir yazı ile durumu ileten Merkez Konseyi; aynı zamanda Tıp Fakülteleri Dekanlıklarına da başvurarak sayıları 100'e varan bu öğrencilerin nakillerine yardımcı olunmasını istemiştir. Fakültelerin yanıtlarında Üniversitelerarası Kurul'un kararları gereğince işlem yapılabileceği belirtilmiştir. Durum bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklanmış ve ilgi uyandırmıştır. Hatta, öğrenci velileri Birliği kutlayarak girişimlerin sürdürülmesini istemişlerdir. 8 Ekim 1978 günü öğrenciler ve velileriyle birlikte yapılan toplantıda çok önemli gerçekler ortaya konmuş, konu ayrıntılarıyla Cumhuriyet Gazetesinde yer almıştır. Durum, Üniversitelerarası Kurul Başkan ve üyelerine yazıyla bildirilerek çözümü istenmiştir. Olumlu bir hava içinde toplanan Üniversitelerarası Kurulun 20 Ekim 1978 toplantısında, karar alınması beklenirken, Sayın Prof. Dr. Bedri Karafakioğlu'nun öldürülme haberinin gelişi üzerine Kurul dağılmış ve Tıp Eğitimi Konseyine havale edilmiştir. Girişimlerimiz aynı doğrultuda sürdürülecektir. 9 - TRT ve Beş Dakika Programı : TRT'de yapılan çeşitli yayınların kitlemiz içinde duygusal ajitasyonları yapılırken, 20.9.1978 günü yapılan Beş Dakika yayını bardağı taşıran damla olmuştur. İçeriği, senaryosu, yorumu ile yanlışlıklar dizisi olan Beş Dakika yayını Merkez Konseyi'nin görüşlerini açıklayan yazısıyla protesto edilmiştir. Beş Dakika'nın bu programına yanıt verme isteğimize TRT yönetiminin karşılığı henüz gelmemiştir. Ama, eğer yayıncılar bu yayınları kamu sağlık hizmetinin aksaklıklarını belirtmek için yapıyorlarsa, bu tür yayınlar kamusal sağlık hizmetlerine olumlu hiçbir katkı getirmemektedir. Soruna yüzeysel bakışlar, tüm düzenin aksaklıklarından sadece hekimi sorumlu tutarak yayın yapmak, program yapma ilkelerine aykırıdır. Konuyla ilgili geniş açıklama gazetemizde yayınlanmıştır. Bu arada TRT ile olumlu ilişkilerimiz giderek gelişmektedir. «Doktorlar» meslek dizisinde Merkez Konseyi Başkanıyla yapılan bir röportajı, 24.10.1978 günü TRT 2'de saat 17.40'da yayınları «Tam-Süre Yasası» konusunda Başkanın 15 dakikalık konuşmasına ek olarak, Ankara'dan Eğitim bölümünce İşçi Sağlığı konusunda yapılacak bir TV programı, Çevre Sağlığı konusunda İstanbul TV'sinin hazırlığının senaryo yazımı Birliğimizin etkinlikleri içindedir. Merkez Konseyi; kamu haberleşme araçlarının yayınlarıyla daha çok ilgilenmemiz gerektiği dürüşündedir. Basının, radyonun ve televizyonun doğrudan ya da dolaylı her yayını değerlendirilecek ve Birliğin etkinliği için çalışılacaktır. Bu nedenle konu; Temsilciler MecIisimizde panel konusu olarak seçilmiş, Sağlık Kurultayı 79'un bir panel konusu da bu önemli gelişime ayrılmıştır. Önemli olan; yapılan yayınlara sadece kızmak değil, objektif olarak konulara bakarak yayıncı, yapımcı arkadaşlarımıza görüşlerimizi iletmek, düşündüklerimizi aktarmak ve çok çalışmaktır. Unutmayalım ki; kamu haberleşme araçları çok önemli; malzemesi haber, bilgi, belge olan ve tüketimi giderek artan bir sanayi dalı durumundadır. 10 - Mezuniyet Sonrası Eğitim : TÜBİTAK'la birlikte ele alınan «Mezuniyet Sonrası Eğitimi» çalışmaları, ürün verme aşamasına gelmiştir. 15.9.1978 tarihinde yapılan toplantıda Birlik temsilcisi, TÜBİTAK yöneticileriyle tam bir anlaşmaya varmış, durum Sağlık ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarına iletilmiştir. Sağlık Bakanı tüm gücüyle çalışmayı destekleyeceğini bildirmiştir. İlke olarak Eskişehir -Kütahya -Afyon bölgesinde başlayacak olan «Mezuniyet Sonrası Eğitim» çalışması, pratik ve teorik çalışmaları kapsayacak; çalışma saatleri içinde sürdürülecektir. Bakanlıklar, kamu hekimlerini bu çalışma görevlendireceklerdir. Tıp Fakülteleri öğretim üyeleri eğitimi sürdürecekler, TÜBİTAK'ın mali desteğiyle konuyu Türk Tabipleri Birliği koordine edecektir. Yurt çapında yaygınlaşacak eğitim önemli bir aşama olacaktır. 11 - 1979 Barış Konferansı Çalışmaları : 1.9.1979 tarihinde yapılacak Barış Konferansı'nın hazırlıkları ilerlemektedir. Barış Derneği'nin organize ettiği «Barış Konferansı» Dünya Barış Konseyi tarafından İstanbul'da yapılacaktır. Bu konferansa hazırlık çalışmalarında Türk Tabipleri Birliği tarafından «Türkiye'de Beslenme, Çocuk Ölümleri ve Dünya Barışı» konusu program için önerilmiştir. Önerdiğimiz konu kabul edildiği takdirde Türk Tabipleri Birliği tarafından hazırlanarak Konferansa sunulacaktır. 12 - Dünya Çocuk Yılı Çalışmaları : Birleşmiş Milletler tarafından «Dünya Çocuk Yılı» ilan edilen 1979'un demokratik kuruluşlar tarafından doğru bir içerikle hazırlanacak dünya kamuoyuna sunulması çalışmaları ilerlemektedir. Bu konudaki ortak etkinliklere Birliğimiz «Çocuk beslenmesi, beden ve ruh sağlığı» konularındaki hazırlıklarıyla katılmaktadır. Ayrıca çeşitli alanlarda yapılan hazırlıkların da temel bilimsel doğrultuda yürütülmesine katkıda bulunulmaktadır. 13 - Merkez Konseyi'nin Diğer Çalışmaları : Basın Bültenleri ve Basın Toplantıları 1.9.1978 tarihli Basın Toplantısı Konu: 1. Tam-Süre Yasa Uygulamaları 2. Erzurum Tıp Fakültesi'nde Öğretim Sorunu 3. İlaç Sorunu 20.9.1978 tarihli Basın Toplantısı Erzurum Tıp Fakültesi'nde okuyan öğrenciler ve öğrenci velileri ile birlikte yapılmıştır. Konu: Erzurum Tıp Fakültesi'nde öğretim ve Öğrenci sorunları üzerinedir. 11.10.1978'de terör ve cinayetlerle ilgili panik yaratmayı amaçlayan olayları kınamayı ve önlem almayı isteyen basın bildirisi 17.10.1978'de I. Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi üzerine Basın Bildirisi 10.8.1978'de Tam-Süre Yasası Yönetmeliği ve Uygulamalar üzerine görüşlerimiz 10.8.1978'de Tababet Uzmanlık Tüzüğü Tasarısı ve Odalarımızın bu konuda görüşlerinin istenmesi 15.9.1978'de Tam-Süre Yasası ve Uygulamaları konusunda görüşlerimiz 21.9.1978'de tek tip kimlik kartı ve protokol defterleri konusunda odalara sirküler 20.9.1978'de TV'nin 5 Dakika Programı konusunda Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi'nin görüşlerini bildiren sirküler. I. Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi Kitabı : I. Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi Kitabını basmak için Bakanlıklardan gelen öneriler olmuştur. Merkez Konseyi bu yayını Bakanlık önerileri doğrultusunda ya da Birlik Yayını olarak basma alternatifleri arasında henüz bir karara varmamıştır. Koşullar değerlendirilerek uygun karara varılacaktır. Toplum ve Hekim: Dergi aboneleri başlangıçtaki hızını özellikle abone yapması beklenen bazı Odalarımızdan gerekli ilgi görülmemiştir. Sosyal Sigortalar Kurumu'nun 500 adet abone olması ile abone sayısını 2300'e çıkaran Toplum ve Hakim'e en fazla abone olan şehirler İstanbul (768), İzmir (225), Ankara (224), Diyarbakır (114), Zonguldak (68), Antalya (50), Adana (48), Malatya (46), Ordu (44)'dur. Özellikle; Bursa, Sivas, Eskişehir, Adana, Trabzon, Samsun gibi odalarımızın bu konuya daha fazla eğilmeleri ve İzmir Ankara Tabip Odalarımızdan abone sayılarını arttırmaları gerekmektedir. Yayın bir abone kampanyası başlatılmazsa ekonomik koşullar yönünden derginin yayını zorluklarla karşılaşacağını bildirmek isteriz. Hekimin Sesi: «Hekimin Sesi» gazetesinin aksaklıklarını istediğimiz oranda düzeltemedik. Bu konuda yeni önlemler alınmıştır. Bu önlemlerle gazetenin aksamadan yayınını sürdüreceği kanısındayız. Diş Hekimlerine Maliye Bakanlığı'nın Ödediği Ücret Konusu : Kocaeli ve Gaziantep Tabip Odalarımızın başvurusu ile devlet memurlarının diş tedavilerine ödenen ücretlerin asgari ücret koşullarından daha aşağı olduğu tespit edilmiş ve bu konuda Maliye Bakanlığı'na başvurulmuştur. Maliye Bakanlığı'ndan alınan cevapta Bakanlık tarafından gönderilen 1978 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatı ve ödemelere esas olan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi diş tedavileri fiyat listesi incelenmiş ve bu ücretlerin asgari ücretten daha düşük olduğu bulunmuştur. Durumun düzeltilmesi için Maliye Bakanlığı ile olan ilişkiler sürdürülmektedir. Komisyon Çalışmaları : Son üç aylık çalışma döneminde Yayın Komisyonları, Demokratik Hak ve Özgürlükler Komisyonu, Diş Hekimleri Çalışma Komisyonu ve Halk Sağlığı Komisyonu çalışmaları yanında Özlük İşleri Komisyonu ve Ana-Çocuk Sağlığı Komisyonu çalışmalarına hız vermiştir. Özlük İşleri Komisyonu Tababet Uzmanlık Tüzüğü konusunda çalışmalar yapmış, Odalarımızdan gelen görüşleri inceleyerek Tababet Uzmanlık Tüzüğünde olması gereken ilkeleri içeren bir raporu Merkez Konseyimize iletmiştir. Ana-Çocuk Sağlığı Komisyonu Dünya Çocuk Yılı hazırlık çalışmalarına hız vermiştir. Aralık ayında düzenlenen bu konudaki yapılacak olan kurultaya çocuk bakımevlerinin durumları konusunda araştırmalı bir çalışma hazırlamaktadır. Komisyon bu konudan olmak üzere İstanbul ve çevresindeki çocuk bakımevlerinin tümüne yakınını gezmiştir. Karikatür Kitabı : 1978 Sağlık Kurultayında Karikatürcüler Derneği ile ortaklaşa düzenlenen Halk Sağlığı 78 karikatür yarışmasında sergilenen karikatürler bir kitap halinde toplanmıştır. III. Hamur ve I. Hamur iki tip kağıda, ofset basım 112 sayfa ve lüks kapakla hazırlanan kitabımız tüm odalarımıza dağıtımının sağlanması için gönderilmiştir. 28.000 TL.'ya malolan kitabımızın bundan sonraki yayın faaliyetlerimize de güvence sağlaması için satımının etkin bir şekilde yapılacağının inancındayız. Sayın Temsilciler; Son dört aylık çalışma döneminin genel ve özel durumu özetle verilmiştir. Türk Tabipteri Birliği'nin görevlerini yerine getirmek için gösterilen çabalar ancak hep birlikte yerine getirilecektir. Bu amaçla yapılan çalışmalar önümüzdeki dönemde daha da büyük bir azimle sürdürülecektir. Başarı hepimizindir, başarıya ancak hep birlikte ulaşacağımıza inanıyoruz. Hepinize saygılar sunarız.