Yazar
Toplum ve Hekim Yayın Kurulu


Metin / Text
  • Dergimiz yayına hazırlanırken Kahramanmaraş olayları bütün güncelliği ile devam ediyordu. Yüzlerce ölü ve bunu birkaç misli aşan yaralılar. Savunmasız ailelere çevrilmişti namlular. Ana demeden, yaşlı, genç, bebe demeden ... Saldırganlar yaralıların tedavisini bile engelleyecek kadar azgındılar. Tedavisi sürmekte olan yaralıları bile kurşuna dizmişler. Bir ambuılans şoförü yaralı taşırken kurşunlanarak öldürülmüş. Saldırganlar sağlık yardımı için koşan ekiplerin yollarını engelliyorlar ... 1978 yılı bu iğrenç katliamla sona erdi. Belleklerimizde uzun zaman güncelliğini yitirmeyecek. Bu denli büyük boyutlara ulaşan olayların önceden planlandığı izlenimi veriyordu. Daha evvel de buna benzer olaylar Malatya, Sivas, Elazığ'da tezgahlanmaya çalışılmıştı. Doruk noktasına Maraş'ta ulaştı. Büyük bir kitle kırımı idi bu... Toplumda (huzursuzluk yaratmak, ardı ardına cinayetler işleyerek planladıkları emellerine varmak istiyen faşist cinayet şebekeleri yine aynı planla Maraş olaylarını yarattılar. Genelde devleti ele geçirmeye yönelen faşist güçlerin bir provası olan Maraş olaylarına, düzenleyen faşist odaklara karşı iktidarında kararlı, olayların kaynağına inen ve bu tür olayları bir daha halkımıza yaşatmayacak biçiımde etkin tedbirler ve uyıgulamalar içinde olmasını bekliyoruz. Maraş olaylarını planlayanlar ve uygulayanlar ivedilikle yakalanmalı ve teşhir edilmelidirler. Bu katliamla ilgili olarak Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi'nin basına verdiği açıklamayı aşağıya aktarıyoruz. BASIN BİLDİRİSİ (25.12.1978) Kahramanmaraş'da büyÜk bir katliam biçiminde yaratılan olayları nefretle karşılıyoruz. Yaralıların, hastaneye getirilen yurttaşlarımızın yolda çevrilerek kurşuna dizilmeleri savaşlarda bile yapılmaması gereken insanlık dışı hareketlerdir. Yaratılan olaylar; demokrasiye, cangüvenliğine, özgürlüklere sahip çıkan her kuruluşun ve herkesin beraberce faşizme karşı çıkmasını zorunlu kılmaktadır. Ülkeyi faşist bir yönetime götürmeyi amaçlayan hareketlere ve faşist odaklara karşı alınacak etkili önlemlerin, can güvenliğini sağlamak için yapılacak girişimlerin sonuna kadar destekleneceğini her zaman belirttik, bunu yineliyoruz. Olaylar, kışkırtmalara kapılmadan, ama cesaretle üzerine gıidilerek önlenebilir. Ülkemizde demokrasinin, can güvenliğinin, özgürlüklerin korunması için zaman yitirmeden her türlü önlem alınmalıdır, bizler tüm gücümüzle halkımızın yanındayız. Merkez Konseyi Adına Başkan Dr. Erdal ATABEK Bu sayımızda Ana-Çocuk Sağlığı Çalışma Grubumuz tarafından hazırlanan Ana Çocuk Sağlığı Merkezleri İşlevleri ve İstanbul Kentindeki Konumları» adlı araştırmalı bir hazırlığını koyuyoruz. Dr. Dora Küçükyalçın, Dr. Güler Bozdağ, Dt. Zişan Kızıl, Stj. Dr. Serpil Uğur, Stj. Dr. Eser Kuran, Stj. Dr. Piraye Oflazer'den oluşan Ana Çocuk Sağlığı Çalışma Grubu bu araştırmalarını 1979 Dünya Çocuk Yılı olması nedeniyle Ocak ayının ilk haftasında Ankara'da toplanacak kongreye sunulmak üzere yaptılar. Doç. Dr. Akbulut, Hekimlerin İşçi Sağlığı üzerine eğitilmelerinin önemini içeren görüşlerini vermiş. Konunun önemi, işçi sağlığı üzerine hemen hiç eğitimin yapılmadığı ülkemiz için oldukça değerli. Dr. Karaosmanoğlu, ülkemizde ruh sağlığı organizasyonu ve «Aile Yanında Bakım»ın gerekliliği üzerinde duruyor. Dr. Alkar ve Dr. Kaynak'ın yaptıkları etkin bir ankete yer veriyoruz. Bu anket sonuçları Tıp Fakültesi son sınıf öğrencilerinin pratik becerilerini saptıyor. Dr. Boratav, 1963-77 yılları arasında Zeytinburnu ilçesinde Tüberküloz üzerine bulgularını veriyor. 25. Ulusal Tıp Kongresi izlenimlerini Hüseyin Tekil Sevil kaleme alımış. Son yazımız da Merkez Konseyi çalışmalarına ait. Tıp Uzmanlık Tüzük Taslağı ve serbest hizmette geçen sürelerin emeklilikten sayılmasına dair verilen yasa taslağı metni. Gelecek sayımızda tekrar buluşmak dileğiyle.