Yazar
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi


Metin / Text
  • Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi, değerli arkadaşımız Sevinç Özgüner, alçakça bir cinayetle öldürüldü. 22 Mayısı 23'e bağlayan gece, Mecidiyeköydeki evlerinin kapısı sabaha karşı zorla kırılarak, Sevinç Özgüner, eşi Vecdi Özgüner kurşun yağmuruna tutuldu. Sevinç Özgüner, ağır yaralıydı, «çabuk gidelim» dedi, «su» dedi, sonra öldü. Vecdi Özgüner, yaralı kurtuldu. Bizler «Sevinç abla» derdik. Sevinç Özgüner, ablaydı, anaydı, arkadaştı. Her şeyi dinlerdi. Her zaman sakin düşünür, sürekli değerlendirirdi. Örnek bir göırev insanıydı. Görevi, görev olduğu için yapardı.. İnandığı için yapardı. Üstüne aldığı görevi mutlaka yapardı. Hiç bağırmadan, yakınmadan, ama hiç aksatmadan dikkatle, ciddiyetle görevi yapardı. «Sevinç abla» düşündüğünü çok açık söylerdi. Çok rahat söylerdi. Konuşurken, tartışırken, eleştirirken, kabul ederken hep ayni insandı. Bütün bunları yaparken kırmazdı, kırılmazdı, ne düşünüyorsa onu açıkça söylerdi. Sorun yaratan değil, sorun çözen insandı. Şimdi, bütün bunlar çok kişide var sanılır. Değildir. Bütün bunlar, yaşamı geniş gören, geniş yaşayan kişilerde vardır. Bunlar büyük niteliklerdir. Sevinç abla büyük insandı. Yaşamıyla, davranışıyla eğitmek nedir? Sevinç abla bize bunu öğretti. İş yaparak eğitti bizi. Eğitmen gibi davranmadan eğitti. Dürüst, korkusuz, açık, hep ileriyi düşünen, hep ileriyi gören kişiliğiyle hepimizi sessiz sedasız eğitti. Çok genç yaşlarında inançlarının insanı olarak görev yaptı. Eski arkadaşlarının ona duyduğu büyük saygı, yürekleri titreyerek duydukları büyük sevgi, çok etkileyicidir. Çok öğreticidir. Çok anlatıcıdır. Böylesine sakin Sevinç abla, bir baskıyla karşılaştığımız zaman dikilirdi, Bir mücadeleye girerken, gözleri kıvılcımlanırdı. Hiç bir mücadeleden hiç bir nedenle yılmamıştır. Hiç bir mücadeleden hiç bir nedenle. Adana'da, Diyarbakır'da, Trabzonda, Ankarada, bütün Temsilciler Meclisi toplantılarında beraberdik. Bir kez «başka bir işim var» demeden, bir kez «yol uzak mı» demeden, her zaman, her yerde, görevde. Sevinç abla, örnek bir devrimciydi. Devrimin ne olduğunu bilerek, hep akılla düşünerek, hep ileriyi görerek, hep kimseyi dışlamayı düşünmeden, hep aslın üzerinde bütünleşmeyi amaçlayarak hareket ederdi. Bize bunu da öğretti. Sevinç ablayı neden vurdular? Bir çok neden düşünülebilir. Ama temelde bir tek neden vardır. Hekimler, eczacılar, sağlık emekçileri, öğretmenler, bilim adamları, işçiler, öğrenciler neden vururduysa, Sevinç Özgüner'i de onun için vurdular. Sevinç ablayı, bu ülkeye faşizmi daha da yerleştirmek için vurdular. Sevinç ablayı, bu ülkede özgürlükler ortadan kalksın diye, demokrasi ortadan kalksın diye, işçi sınıfı, emekçi katmanlar üzerindeki sömürü sürsün diye vurdular. Bu ülkedeki dış ve iç egemen güçlerin oynadığı büyük oyunun sürmesi için, daha büyük oyunlar oynaması için vurdular. Tekellerin karları artsın diye vurdular. Sevinç ablayı vurdular, ama öldüremediler. Şimdi, hepimiz birer «Sevinç ablayız». Şimdi, daha güçlüyüz, daha kararlıyız, daha azimliyiz, Sevinç ablanın isteği de budur. Sevinç ablayı vuranlar, bizim daha güçsüz, kararsız, yılgın olmamızı isteyenlerdir. Ama, biz Sevinç ablanın ne istediğini bilenler, daha güçlüyüz, daha kararlıyız, daha azimliyiz. Sevinç ablanın intikamını alacağız. Onu öldüren faşizminı karşışında da daha güçle onun mücadelesini sürdürerek, daha katarlılıkla onun yolunda yürüyerek, işçi sınıfının ve emekçi katmanların sömürülmesine karşı daha bilinçli savaşarak Sevinç ablanın intikamını alacağız. Başarı Sevinç ablanın, Sevinç ablaların, bizim olacaktır. TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ ACIMIZI PAYLAŞAN DOSTLARA Sevinç Özgüner'in kaybı dolayısiyle, telefonla, telgrafla, cenazesine çelenk göndererek ve katılarak acımızı paylaşan tüm örgütlere, dostlara şükran duygularımızı sunuyoruz. Merkez Konseyi