Yazar
Meltem ÇİÇEKLİOĞLU
Prof. Dr. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD.(ORCID No: 0000-0002-7059-7573)
Yazar
Özgür NARİN
Dr. Öğr. Üyesi, Ordu Üniversitesi, Ünye İİBF, İktisat Bölümü. (ORCID No: 0000-0001-8068-6978)
Yazar
Mehmet ZENCİR
Prof. Dr. Ata Soyer Sağlık ve Politika Okulu.(ORCID No: 000-0003-0781-7841)
Özet
-
Son otuz yıl dijitalleşmenin küresel ölçekte yaygınlaştığı, son on yıl ise yapay zekâ yöntemlerinin hızla geliştiği bir dönem olmuştur. 2022 sonrası Büyük Dil Modelleri ve çok amaçlı sohbet robotlarının hayatımıza girmesiyle birlikte, veri üretimi ve kullanımı daha önce görülmemiş ölçüde yoğunlaşmış; kapitalist üretim ilişkileri içindeki eşitsizlikler dijital teknolojiler aracılığıyla daha görünür ve derin hale gelmiştir. Yapay zekâ teknolojilerinin işlem gücü, veri ve uzmanlık gibi kaynaklarının birkaç büyük teknoloji şirketinin elinde toplanması, hem demokratik denetim eksikliği hem de kamu yararına yönelik kullanım olanaklarının sınırlılığı açısından ciddi sorunlar doğurmaktadır. Bu durum, özellikle sağlık hizmetlerinde dijitalleşme ve yapay zekâ uygulamalarının hızla yaygınlaştığı Türkiye gibi ülkelerde sağlık emekçileri açısından yeni denetim ve sömürü biçimleri yaratmaktadır. Sağlık hizmeti üretiminde kullanılan dijital randevu sistemleri, performans ölçümleri ve e-Nabız gibi uygulamalar aracılığıyla üretilen veriler, emekçilerin bilgi ve onayı olmaksızın işlenmekte, ancak bu sürece ilişkin karar mekanizmalarında sağlıkçıların söz hakkı bulunmamaktadır. COVID-19 pandemisi sırasında bilimsel verilerin kamusal kullanımının sınırlılığı, bu teknolojilerin kimin yararına işlediği sorusunu bir kez daha gündeme getirmiştir. Bu bağlamda, sağlık emekçileri ile yazılım geliştiricilerin, kendi örgütlü yapıları aracılığıyla dijitalleşme süreçlerinin toplumsal etkilerini tartışabilecekleri kolektif bir üretim ve denetim zeminine ihtiyaç vardır. İki sayı tutacak bu dosya, dijitalleşme ve yapay zekâ teknolojilerinin sağlık hizmetlerinde emek süreçleri, kamusal denetim ve kolektif özneleşme açısından ne tür olanaklar ve tehditler barındırdığını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Summary
-
The last three decades have witnessed the global expansion of digitalization, while the past ten years have seen a rapid advancement of artificial intelligence methods. Since 2022, the integration of large language models and multi-purpose AI chatbots into daily life has led to an unprecedented intensification of data production and use. This has rendered social and economic inequalities within capitalist production more visible and severe. Concentration of computational power, expertise, and data in the hands of a few major technology companies poses serious problems in terms of democratic accountability and public interest. In countries like Turkey, where AI and digitalization are rapidly expanding in healthcare services, new forms of labor control and exploitation are emerging for healthcare workers. Data generated through digital appointment systems, performance evaluations, and health information platforms such as e-Nabız are processed without the consent or participation of healthcare providers. During the COVID-19 pandemic, the limited public use of scientific data revealed the urgent need for greater democratic control over such technologies. This dossier consists of two issues and argues for the necessity of a collective and participatory approach that brings together healthcare workers and digital infrastructure developers to analyze the socio-political implications of AI and digitalization in healthcare. It explores how these technologies can either exacerbate labor subordination or contribute to self-governance and collective agency in public health systems.
Anahtar Sözcükler / Keywords
Geliş Tarihi / Received Date
-
02.07.2025
Kabul Tarihi / Accepted Date
-
26.07.2025