Yazar
Toplum ve Hekim Yayın Kurulu


Metin / Text
  • 14 Mart günü, bir haftaya dönüştü. Kısa bir süre içinde de topluma yayıldı, yaygınlaştı. Üç yıl önceydi, 14 martların bir Sağlık Haftası olması önerilmişti. Kabul edildi. Uygulandı. Geçen yıl da, bilimsel çalışmaların daha iyi değerlendirilmesi, daha iyi izlenmesi için tek yerde yapılması kararlaştırıldı. Bu yıl o karar da uygulandı. Bütün Tabip Odalarımız «Sağlık Haftası» çalışmalarını sürdürürken, bilimsel çalışmaların ağırlığı Ankara'da yapılan «Sağlık Kurultayı»nda yoğunlaştı. Açılış törenlerinde yapılan konuşmalar, 14 marta bakış açısını yansıtıyordu. Sağlık Haftası çalışmaları da öyle. İzmir Tabip Odası, anlamlı bir «Halk Koşusu» düzenlemişti. Seyirlik spor gösterileri yerine kitle sporunun anlamını yansıtan bu koşuda İzmir Tabip Odası Başkanı ve arkadaşları halkla birlikte koşuyordu. İstanbul Tabip Odası, alan çalışmalarıyla halka sağlık sorunlarını anlatan toplantılar yaptı. Antalya Odası, çevre çalışmalarını her yıl olduğu gibi sürdürdü. Bu odalarımız ve diğerleri hafta boyunca çeşitli toplantılar, sergiler, yarışmalar düzenlediler . Haftanın ağırlığı, Ankara'da yapılan «Sağlık Kurultayı»ndaydı. Birlik adına Ankara Tabip Odamız, gerçekten de yoğun bir hazırlıkla, Kurultayı Ankara'da çok iyi düzenlemişti. Oda Başkanı ve çalışma arkadaşları, çok öncelerden konuları, konuşmacıları, toplantı yerlerini Merkez Konseyiyle de işbirliği yaparak, çeşitli Odaları da çalışmalara katan bir biçimde saptadılar, hazırladılar. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi salonunda yapılan açılıştan sonra, 14 mart öğleden sonrasından itibaren açık oturumlar başladı. Gerek açık oturumlar, gerekse serbest bildiriler üzerinde ayrı ayrı durulması gerekecek değerdeydi. İlk açık oturum «Siyasal Partilerin Sağlık Politikaları»ydı. Sonra, «Ülkemiz Gerçeklerine Göre Sağlık Politikamız Nasıl Olmalıdır?», «Ülke Gerçeklerine Göre Hekim Yetiştirme Politikası», «İlaç Sorunu», «Türkiye'de İşçi Sağlığı Sorunları», «Ülke Gerçeklerine Göre Hekim Dışı Sağlık Personeli Yetiştirme Politikası», «Tıpta Uzmanlık Eğitimi», «Tıpta Sürekli Eğitim», «Ruh Sağlığı», «Yaşlılığa Bağlı Sağlık Sorunları ve Bu Hizmetlerin Örgütlenmesi», «Kentleşmenin Getirdiği Sağlık Sorunları», «Tabip Odalarının Halk Sağlığı ve Hekimlerin Mesleki Uygulamaları Açısından Yetki ve Sorumlulukları» konuları açık oturumlar olarak, çeşitli sağlık kuruluşu salonlarında ele alındı. Bu açık oturumların ve serbest bildirilerin band kayıtları çözüldükten sonra yayınlanma olanağı sağlanacaktır. Ancak, gelecek sayılarımızda bu çalışmalardan özetler vereceğiz. Tüm çalışmalarda ortaya çıkan gerçekleri ise şöyle belirtebiliriz: 1 -Ülkenin sağlık sorunu, sağlık politikasından tıp eğitimine, ilaçtan yaşlılık sorunlarına kadar, genel sosyo-ekonomik yapının bir parçası ve ürünüdür. Bundan dolayı da sağlık hizmetinin genel yapıdan soyut sorunu olmadığı gibi, soyut çözümleri de olmayacaktır. Ancak, bu temel gerçek, bu sistemin içinde hiç birşeyin yapılamıyacağı gibi bir sonuca bizi ulaştırmaz. Tersine, genel sistemin çarpıklığını da düzeltmeye yardımcı olacak önlemler alınmalıdır. Ancak, bu önlemlerin sınırlı kazanımlar olduğu gözönünde bulundurulmalıdır. Sağlık hizmetinin sorunlarının ülkenin genel sosyo-ekonomik yapısının ürünü olduğu unutulmazsa, aşamaların değerlendirilmesi daha sağlıklı olacaktır. . 2 -Tüm sorunlar gibi sağlık sorunlarının çözümü de demokratik yolla bulunacaktır. Sağlık sorunlarına bu hizmette çalışan tüm görevlilerin, halkın, işçilerin, sorunları yaşayan herkesin sahip çıkması gereklidir. İşçinin sahip çıkmadığı işçi sağlığı, halkın sahip çıkmadığı beslenme sorunu çözümlenemez. Çalışmaların temel hareket noktasında bu durum dikkate alınmıştır. Bu yaklaşım son derece sağlıklı bir yöntemi uygulamaya sokmuştur. Önümüzdeki yıllarda çalışmaların bu yöntemi daha fazla oranda uygulaması sağlanmalıdır. 3 -Tıpta sürekli eğitim gibi, toplumda da sürekli eğitim geçerlidir. Tüm konular bir haftanın değil, bir yılın sorunlarıdır. Onun içindir ki, kamu haberleşme araçlarının dikkati sadece bir haftaya değil, tüm yıla yaygın olmalıdır. Bunu sağlamak da görevimiz olmalıdır. Ancak, TRT ve basının sağlık hizmetlerindeki doğru yorumlara eğilmeleri son derece önemlidir. 1978 yılı Sağlık Haftası Türk Tabipleri Birliği'nin tüm organlarıyla başarılı bir çalışması olmuştur. Ancak, çalışmaları irdelemek, önümüzdeki dönem çalışmaları daha da başarılı kılmak hepimizin görevidir.